China Daily / Fan Shenggen and Lin Faqin
Dünya bir gıda kriziyle karşı karşıya gibi görünüyor. Covid-19 salgınından önce bile dünya gıda fiyatları, iklim değişikliği ve bölgesel çatışmalar, göç gibi sorunlar yüzünden yükseliyordu. Salgın, gıda tedariki zincirini daha da bozdu ve gelir ve istihdam kaybı, birçok düşük gelirli nüfuslar için gıdaya erişimi ve gıdanın satın alınması gücünü düşürdü. Ukrayna-Rusya çatışması sorunları daha da büyüttü.
Son iki yıldır artan gıda fiyatları, nisan ve mayıs aylarında hafifçe gerilemesine rağmen, mart ayında (2020 yılına kıyasla neredeyse yüzde 60 artışla) tarihi seviyelere çıktı. Küresel buğday ve mısır fiyatlarının sırasıyla yüzde 50 ve yüzde 35 oranında yükseldiği dikkate alındığına, çoğunlukla gıda ithalatına bağımlı Afrika, Güney Asya ve Orta Doğu’daki ülkeler ciddi biçimde piyasa baskısıyla karşılaşacak, bu da fiyat enflasyonuna, tedarik sıkıntılarına ve hatta açlık ile yetersiz beslenmeye yol açacak.
Birleşmiş Milletler (BM) salgın ve Rusya-Ukrayna çatışması yüzünden, dünyanın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en kötü gıda kriziyle karşılaşabileceği uyarısında bulundu. Aslında küresel açlık seviyesi, 1,7 milyar kadar insanın açlıkla karşı karşıya bulunmasıyla şimdiden yeni bir zirveye çıktı. Lübnan, Sri Lanka, Mısır, Sudan ve Tunus gibi ülkeler, sosyal ayaklanmalara sebep olan ciddi gıda sıkıntısıyla karşı karşıya bulunuyor. Bütün bunların arasında, Tayland ve Vietnam’ın pirinç fiyatlarını yükseltme yönündeki ortak planı küresel pirinç piyasasında gereksiz bir paniğe yol açabilir. Uluslararası pirinç piyasası, küresel pirinç fiyatlarının hafifçe yükselmesiyle şimdiye kadar istikrarlı bir seyir izledi. Tayland ve Vietnam hükümetleri, iç piyasada pirinç fiyatlarını artırmayı planladığını açıkladı.
ULUSLARARASI KURULUŞLAR VE ÜLKELER NE YAPMALI?
Dünyanın ikinci ve üçüncü büyük pirinç ihracatçısı Tayland ile Vietnam, küresel pirinç ihracatının yaklaşık yarısını oluşturduğundan, küresel pirinç piyasasını yeterince etkileme gücüne sahipler. Dolayısıyla bu ülkelerin ortak planı küresel pirinç krizine yol açabilir mi? Tayland ve Vietnam birlikte pirinç fiyatlarını yükseltmeyi planlamasına rağmen, pirinç ihracatına kısıtlama uygulamayı düşünmüyorlar. Rusya ve Hindistan dâhil olmak üzere diğer ülkelerin tahıl ihracatını yasaklaması ya da kısıtlamasıyla karşılaştırıldığında bir ya da birkaç ülkenin iç piyasada gıda fiyatlarını artırmasının etkisi çok az önem arz etmektedir. Ancak bu diğer ülkelerin Tayland-Vietnam politikasına nasıl tepki vereceğine bağlıdır.
2007-2008 yıllarındaki gıda krizi bize bir ders verdi. 2008 yılının ilk yarısında pirinç fiyatları yüzde 100’ün üzerinde yükseldi, bu pirinç arzı sıkıntısından değil, (aslında 2007-2008 yıllarında çok iyi pirinç üretimi vardı), birçok ülkenin, küresel mısır ve buğday fiyatlarının yükselmesi yüzünden içerde gıda güvenliğini sağlamak amacıyla ihracat yasakları uygulaması yüzündendi.
Hindistan ve Kamboçya gibi diğer önemli pirinç ihracatçılarının, daha ileri gitmek ve pirinç ihracatını kısıtlamak şöyle dursun, Tayland ve Vietnam örneğini takip etmesi durumunda 2007-2008 krizinin tekrarını görebiliriz ve pirincin temel ürün olduğu pirinç ithalatçısı Filipinler, Endonezya ve bazı Ortadoğu ülkeleri gibi ülkelerde birçok yoksul insan açlıkla karşılaşabilir. Uluslararası kuruluşlar ve ülkeler ne yapmalıdır? Küresel pirinç hasadının 2023 yılında rekor seviyeye ulaşmasının beklenmesiyle küresel tedarik yeterli olduğundan küresel pirinç fiyatlarının istikrarlı seyredeceğini umuyoruz. Hayvan yemi olarak pirince olan talebin artmasına rağmen, pirinç fiyatlarında herhangi bir yükseliş mümkün değildir. Tayland’ın pirinç ihracatı, küresel talebin iyileşmesinden ve ülkenin ihracatta rekabet edebilirliğini artıran Tayland para birimi bahtın devalüasyonunun etkisinden yararlandı.
TAHIL FİYATLARININ ÇİN ÜZERİNDEKİ ETKİSİ SINIRLI OLACAK
Çin Ticaret Bakanlığına göre, Tayland’ın geçen yıl 6,1 milyon ton olan pirinç ihracatını bu yıl 8 milyon tona yükseltmesi bekleniyor. Tayland ve Vietnam pirinç ihracatının merkezi olmasına rağmen, iki Güneydoğu Asya ülkesinin ihracata yasaklama ya da kısıtlama getirmesi halinde şiddetli rekabet piyasasında Hindistan, Çin, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Brezilya hızla bu iki ülkenin yerini alabilir.
Güneydoğu Asya’da pirincin kısa büyüme dönemi ve hızlı piyasa ayarlaması yüzünden, Tayland ve Vietnam pirinci uluslararası piyasayı tekelleştiremez. Bu yüzden, özellikle pirinç ithalatçısı ülkeler panik yapmamalı, çünkü gıda ithalatçısı ülkelerin 2007-2008 yıllarında panik satın almaları, ihracat yasaklarının yanı sıra pirinç fiyatlarının artışının arkasındaki ana faktörlerden biriydi.
Çin’e gelince, muhtemel pirinç fiyatları artışının tahıl piyasası üzerindeki etkisi kontrol edilebilir olacaktır. Soya fasulyesi Çin’in beslenmek için ithal ettiği temel tahıldır. Genel olarak Çin, pirinç ve buğday gibi önemli gıda ürünlerinde kendi kendine yeterlidir ve nispeten bol pirinç rezervine sahiptir. Çin’in pirinç envanteri yaklaşık 200 milyon tondur ve yıllık ithalatı asgari seviyededir. Bu yüzden, genel olarak artan tahıl fiyatlarının Çin üzerindeki etkisi sınırlı olacaktır. Bir pirinç krizini önlemek için BM kuruluşları, diğer küresel kuruluşlar ve uluslararası toplum ülkelere pirinç ihracatını kısıtlamaması veya panik halinde pirinç satın almaması çağrısında bulunmalıdır.