CGTN / Zhou Wenxing
1971 yılından bu yana her yıl Çin’in Taiwan bölgesi, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) en yüksek karar alma organı Dünya Sağlık Asamblesi’nin (DSA) resmi parçası olmak için elinden geleni yapıyor. Yine de Taiwan, DSÖ ve DSA Genel Komitesi’nin ayrı ayrı Taiwan’ın bir gözlemci olarak yıllık toplantıya katılması önerisini düşünmemeye karar verdiği zaman, 22-28 Mayıs günleri arasında gerçekleştirilen 75. DSA zirvesinin ikinci günü olan 23 Mayıs dâhil olmak üzere bir dizi başarısızlıkla karşı karşıya kalmaya devam ediyor.
Bu, DSA’nın yıllık konferansta Taiwan bölgesinin önerisini reddettiği 2017 yılından bu yana art arda altıncı yıl oldu. Bu Taiwan’ın çabalarının, uluslararası toplum tarafından yaygın olarak paylaşılan temel normları ve uluslararası ilişkileri yöneten uluslararası hukuku ihlal ederek sözde “uluslararası alanı” büyüterek, sonuçsuz kaldığını gösteriyor.
Taiwan sorunuyla ilgili yasal temel ve uluslararası uzlaşma “Tek Çin” ilkesidir, yani tek bir Çin vardır ve Taiwan, Çin’in ayrılmaz bir parçası olmaya devam etmektedir. Çin ile diplomatik ilişki kurmuş bütün ülkeler bu ilkeyi Beijing yönetimiyle ikili ilişkilerine rehberlik eden temel siyasi dayanak olduğunu kabul ederler. Bu ilke aynı zamanda iki temel uluslararası belgede yer almaktadır. 1971 yılındaki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda kabul edilen 2758 sayılı karar ve 1972 yılındaki DSA’nın 25.1 sayılı kararı Çin ana karasının tüm haklarını yeniden veriyor ve ana karanın temsilcilerini “Çin’in tek yasal temsilcileri” olarak tanıyor.
TAIWAN, ÇİN’İN AYRILMAZ BİR PARÇASI
Bu bağlama göre, Taiwanlı yetkililer DSA gibi uluslararası örgütlere katılım beklentilerini değerlendirdikleri zaman “Tek Çin” ilkesiyle çelişiyorlar. Taiwan bölgesi, DSÖ Genel Direktörü tarafından 2009 yılından 2016 yılına kadar “Çin Taipei” adı altında gözlemci olarak DSA’ya katılması için davet edildi. Bölge, uluslararası sağlık grubunun parçası haline geldi, çünkü o zamanki lideri Ma Ying-jeou ve partisi, Taiwan Boğazı’nın her iki tarafının tek ve aynı Çin’e ait olduğunu kabul etti. Bununla birlikte bölge o zamandan bu yana son altı yılda DSA tarafından dâhil edilmemiştir. Ana sebep, sadece ayrılıkçı Demokratik İlerleme Partisi (DPP) yetkililerinin tarihi gerçekleri ve “Tek Çin” ilkesinin yasal temel olması gerçeğini kabul etme isteksizliğinde değil, aynı zamanda onların adanın içinde ve dışında açık bir “bağımsızlık” gündemini kabul ettirme çabasında yatmaktadır.
Özellikle, DPP yetkilileri ana karanın siyasi araçlarından yararlandığını ve diğer taraftan adayı küresel sağlık yönetimine girme fırsatlarından mahrum bıraktığını iddia ettiler. Ayrıca ana karaya karşı denge sağlamak için Taiwan lideri Tsai Ing-wen ve DPP’deki yetkililer diğerlerinin yanı sıra “uluslararası alan”, güvenlik ve ekonomi bakımından Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Japonya ile iş birliği yapma çabalarını ikiye katladı.
TAIWANLI YETKİLİLER ”TEK ÇİN” İLKESİNİ KABUL ETMELİ
ABD ve Japonya, ana kara “stratejik rakip” olarak damgalandığında, Taiwan’ın DSA’ya dâhil edilmesine “yardımcı olmak” için güçlü bir isteğe sahiptir. Bu amaçla ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın da aralarında bulunduğu ABD’li üst düzey yetkililer, DSÖ liderliği ve ABD’nin müttefiklerinin yanı sıra onların ilgili ortaklarına güçlü baskı uygulaması gibi farklı yaklaşımlar benimsedi. ABD Kongresi bu konuda daha kararlı duruyor. ABD Başkanı Joe Biden, bu ayın başında Senato tarafından resmi yasa olarak önerilen, ABD yürütme organının Taiwan için gözlemci statüsünü yeniden kazanması için bir strateji geliştirmesini gerektiren bir kararı imzaladı.
DSA, Taiwan’ı bir kez daha reddetti ve dünyadaki ülkelerin büyük çoğunluğu, Taiwan’ın “Tek Çin” ilkesine bağlı kalmadığı sürece yıllık toplantıya katılımına da karşı çıkıyor. Aslında, yaklaşık 90 ülke DSA toplantısının açılışından önce DSÖ’ye gönderdiği mektuplarda, “Tek Çin” ilkesini desteklediklerini ve Taiwan ile ilgili karara karşı olduklarını ifade ettiler. Bu durum, Çin’in BM Daimi Temsilcisi Chen Xu’nun pazartesi günü Cenevre’deki DSA toplantısında dediği gibi, Taiwan ile ilgili birkaç ülke tarafından sunulan ve hiçbir “yasal temeli”, “gerçekçi temeli” ve üzerinde “uluslararası uzlaşma” olmayan önerisinin, Taiwan sorunu konusunda asla uluslararası uzlaşma sağlanamayacağını bir kez daha gösterdi. Bu yüzden, Taiwan’ın uluslararası sağlık grubuna katılımının anahtarı kendisine bağlıdır. Taiwanlı yetkililer, DSA’da tekrar gözlemci statüsüne kavuşmayı ümit etmek için ”Tek Çin” ilkesini kabul etmeli ve ana karaya yönelik politikalarını değiştirmelidir.