Türkiye dış politikada Orta Doğu ülkeleri ile yeni bir sayfa açmak istiyor. Kamuoyunda “normalleşme” adı verilen süreçte şimdiye değin İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan ile yeni bir sayfa açmayı başardı. İsrail ile karşılıklı temasların ardından süreç karşılıklı büyükelçi atamaları ile tamamlanırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyareti Ankara-Riyad ilişkilerinde yeni bir denklemi beraberinde getirdi.
Riyad yönetiminin Türk mallarına karşı uyguladığı 1,5 yıllık boykot kaldırılırken, Türkiye’nin Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili davada durdurma kararı verildi. Türkiye aynı zaman diliminde benzer bir süreci BAE için de işleterek Abu Dabi ile buzları eritti. BAE'nin fiili lideri olan Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed el Nahyan, geçen kasımda Türkiye'ye geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 10 yıl aradan sonra şubatta BAE'yi ziyaret etti. Lider diplomasisi sonucu BAE, Türkiye’ye 10 milyar dolar yatırım sözü verirken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ile BAE Merkez Bankası arasında yaklaşık 4,9 milyar dolarlık swap anlaşması imzalandı.
Türkiye’nin Orta Doğu açılımında Suriye ve Mısır ile tıkanıklığın yaşandığı noktalar olarak işaret ediliyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Suriyeli mevkidaşı ile ayaküstü buluşmasının ardından Ankara’dan çok sayıda olumlu mesaj gelmesine karşın “bahar havası” kısa sürdü. CRI Türk’te Gökhun Göçmen’in hazırladığı Manşet programına katılan gazeteci-yazar Mehmet Ali Güller, Mısır’ın normalleşme sürecini resmen durduğunu anımsatarak “Suriye konusunda ise açıklamalar zaten normalleşmeden ziyade kapı aralama niteliğindeydi.” dedi.
“STRATEJİK DÜZLEMDE BİR HEDEF YOK”
Şam yönetiminin normalleşmenin ön koşulu olarak Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesini şart koştuğunu dile getiren Güller gelinen noktayı anlamak için Cezayir’deki Arap Ligi toplantısına göz atmak gerektiğinin altını çizdi. Arap Ligi’nin açık biçimde Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki eylemlerini kınayan bir bildiriye imza atmalarının beklendiğini söyleyen Güller “Bu bildiri bize Arap dünyasındaki genel bakışı ve aslında Mısır’ın etkisini gösteriyor çünkü açıklamaların büyük bir kısmının bildiriye eklenmesini Mısır talep etti.” diye konuştu.
Doğu Akdeniz’deki gelişmeler göz önüne alındığında Suriye ve Mısır’ın normalleşme listesinin başına yazılması gerektiğini vurgulayan Güller’e göre, sorunun kaynağında hükümetin sözlerini eylememe dökmemesi yer alıyor. Gazeteci-yazar Mehmet Ali Güller “Türkiye’nin normalleşme politikalarında bir stratejik planlaması yok. Bütün normalleşme adımları taktik düzlemde ilerliyor. Siz bir stratejik planlama yapmadığınız için bu taktik düzlemde olumlu giden işler de olsa sonuçta genel rota tutmadığı için hedefe doğru ilerlenemiyor. Hedefin tam olarak ne olduğu bile belli değil.” değerlendirmesinde bulundu. Hükümet içerisindeki kimi kanatların özellikle Suriye ve Mısır ile normalleşme konusunda “ayak dirediği” tespitinde bulunan Güller, Ankara’nın söz ve eylemleri arasında uyumluluk olması gerektiğine dikkat çekti.