Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, CRI Türk’te Özgür Özbakır’ın sunduğu “Gün Ortası” programına konuk oldu ve Türkiye ile NATO arasındaki son durumu yorumladı.
Yaycı’nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“2014 yılında, FETÖ terör örgütünün resmi olarak ilan edilmesi ve devlet nezdinde bir terör örgütü olarak sayılmış olası, bunu hızlandırdı. ‘FETÖ’ tanımlaması yapıldıktan sonra Türkiye’de, demokrasinin zarar gördüğü yönünde kampanyalar yapıldı. 2015’te Fetullahçılar tarafından düşürülen Rus uçağı da, Türkiye’nin NATO’dan çıkartılması için kullanıldı. İskandinav ülkeleri ve ABD başta olmak üzere yetkililer, Türkiye’nin sorumsuz davranışlarının NATO’yu savaşa götürdüğünü ve Türkiye’nin, NATO’dan çıkartılması gerektiğini söylediler. 2016’da 15 Temmuz darbe girişimi başarısız olunca, terör örgütü üyelerinin devletten temizlenmesi ve yakalanması için tedbirler alındı. Bu tedbirler, ‘Türkiye’de demokrasi askıya alındı. NATO’nun şartları ihlal ediliyor.’ denilerek Türkiye’nin NATO’dan çıkartılması istendi.
“TÜRKİYE’NİN NATO’DAN ÇIKARTILMASI ÜZERİNE AKADEMİK ÇALIŞMALAR YAPILDI”
2019’a gelindiğinde, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı sebebiyle NATO’dan çıkartılması gerektiği söylenmeye başladı. Bu söylentiler, ülkelerin Dişişleri Bakanları ve savunma bakanları tarafından söylendi. Aynı yıl Batı’da, Türkiye’nin NATO’dan çıkartılması üzerine akademik çalışmalar yapılmaya başlandı ve bununla ilgili kademik kitaplar ve makaleler yayınlandı. 2022’de ise İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı Türkiye’nin direnmesi üzerine, Türkiye’nin NATO’dan çıkartılması gerektiği söylenmeye başlandı.
“TÜRKİYE, SALDIRGAN DEVLET KONUMUNDA OLUR”
Geldiğimiz noktada, İsveç’te Kuran’ı Kerim’in yakılması olayı oldu ve bu olay, Türkiye’nin İsveç’e karşı net bir tavır almasına neden oldu. Herhangi bir kutsalın yakılması zaten kabul edilemez, ama bunun zamanlaması çok dikkat çekici. Türkiye’nin NATO’dan çıkartılması gerektiği, bunun İsveç ev Finlandiya’ya bağlanmış olmasını, iyi değerlendirmek lazım. Türkiye’nin NATO’dan çıkartılmasına dair en muhtemel senaryo, mart-nisan ayında Yunanistan, Girit Adası’nda kara sularını artırır, Türkiye buna karşı çıkar. Sonrasında bu durum, Yunanistan’ın meşru hakkıymış gibi gösterilir. Türkiye, uçak ve savaş gemilerini artırılmış kara suları bölgesine gönderir ve bunu tanımadığını gösterir, Yunanistan da buna ya müdahale eder, ya da şikayet eder ve Türkiye, saldırgan devlet konumunda olur.
“İSRAİL VE GÜNEY KIBRIS, NATO’YA ALINACAK”
Türkiye, parçalanıp küçültülmek isteniyor. Türkiye’nin AB’ye alınma sürecinde de, AB’ye girmek için çok büyük olduğu ve küçültülmesi gerektiği söylenmişti. Türkiye, NATO’dan çıkartılacak ve İsrail ile Güney Kıbrıs yönetimi NATO’ya alınacak ve Güney Kıbrıs yönetiminin NATO’ya alınması, Türkiye’yi doğrudan etkiler.”