Çanakkale merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırları içindeki Troya Antik Kenti'nde yer alan 9 katman, kesintisiz olarak 3000 yıldan fazla bir zamanı yansıtmasıyla Anadolu, Ege ve Balkanların buluştuğu coğrafyaya yerleşen uygarlıklardan izler taşıyor.
Troya'da ilk kazılar, Alman tüccar Heinrich Schliemann tarafından 1871'de yapıldı. Schliemann, bulduğu tarihi eserleri 31 Mayıs 1873'te Atina'ya kaçırdı. Osmanlı Devleti, Schliemann'ın Atina'ya kaçırdığı eserlerin iadesi için dava açtı. 1874'te görülen davada Schliemann, 10 bin frank para cezasına çarptırıldı ancak hazinelerin iadesi sağlanamadı.
Schliemann'ın ölümünün ardından Berlin'de sergilenen eserler, 2. Dünya Savaşı yıllarında Rusya'ya götürüldü. Çeşitli ülkelerde 40 koleksiyon ve müzeye dağılan, büyük bölümü Rusya'daki Puşkin ve St. Petersburg müzelerinde bulunan eserlerden bazıları, Türkiye'nin diplomatik çabaları sonucu geri alındı.
Antik kentin girişinde 2019'da açılan Troya Müzesi'nde sergilenen eserler arasında, sonraki yıllarda Troya'daki kazılarda bulunanların, 'işçi hazineleri' olarak adlandırılanların yanı sıra ABD'deki Pennsylvania Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi'nden 2012'de diplomatik çabalarla getirilen 24 parça altın takı da yer alıyor.
Troya kadınlarının kullandığı altın takılardan oluşan 'Troya Hazinesi' bölümü, '2020 Avrupa Yılın Müzesi Özel Takdir Ödülü'nün ardından '2020/2021 Avrupa Müze Akademisi Özel Ödülü'nü kazanmasıyla dünya çapında ünü artan müzenin en özel alanlarından birini oluşturuyor.