Her sayısının bir köşesine Çin karşıtı bir haber sokuşturan Oksijen gazetesi bu haftayı da boş geçmedi. Çin ile ilgili diğer örnekleri gibi bu makalenin kaynağı da Batı. The Economist’in Çin yazarı “giderek daha tehlikeli hale geldiğini” söylediği ABD-Çin gerilimini yazmış. Yazara göre Soğuk Savaş’tan farklı olarak bugünkü durumun en korkutucu yanı, tarafların korku duymaması imiş.
The Economist’in yazarı tarafsız ve analizci bir yaklaşımla yazıya girmeye çalışsa da kahvehane muhabbeti düzeyine gelmesi bir paragraf sürmüyor. İki taraf arasındaki sorunlardan Covid 19 ile ilgili tartışmaları ilk sıraya koymuş. Ortaya söylediği sıfatların hedefi aslında belli. “İhtilaflar şoven söylemlerle ve gerçeğe dair çelişen anlatılarla pekişiyor” örneğinde olduğu gibi.
The Economist, “Son yıllarda Çinli pilotlar ülke yakınlarındaki uluslararası semalarda birçok kez Amerikan casus uçaklarıyla çarpışmayı riske edecek kadar yakın uçtu” diye yazıyor. Yani casusluk sıradan, rutin, normal bir eylem; yakın uçmak büyük suç! Amerikan hava sahasına giren sivil amaçlı balonun adı da “casus balon”.
The Economist silahlanmadan da bahsediyor, tabii çarpıtarak ve tek yanlı olarak. “Çin Dışişleri Bakanlığı ise Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun büyük bir hızla nükleer silah üretmesi konusundaki soruları geçiştiriyor” diye yakınıyor.
ABD’NIN SAVUNMA HARCAMALARI
Mesela The Economist Başkan Biden’ın 2024 mali yılı için önereceği 835 milyar dolarlık bir savunma bütçesinden söz etmiyor. Global Times’a göre, bu rakam Vietnam'ın GSYİH'sının yaklaşık iki katı ve Güney Kore'nin GSYİH'sının yarısı. Bu, dünyanın en büyük üçüncü savunma bütçesinin askeri harcamalarının yaklaşık 10 katı ve Çin'in savunma bütçesinin yaklaşık dört katı. Bu askeri bütçenin 145 milyar doları yeni silah araştırma ve geliştirmeye, 170 milyar doları ise silah ve mühimmat tedarikine ayrılacak. Bu, ABD'deki en büyük barış zamanı savunma bütçesidir.
Daha da ilginci, ABD'nin savunma bütçesi küresel toplamın yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor. ABD, dünyanın önde gelen askeri gücüdür ve askeri harcamaları GSYİH'sının yaklaşık yüzde 3,5'ini oluşturmaktadır. Savaşta olan sadece birkaç ülke askeri harcamaların bu kadar yüksek bir oranına sahip ve Çin'in askeri harcamaları GSYİH'sının yüzde 1,5'inden azını oluşturuyor.
TAIWAN KONUSUNU UNUTMUŞ
Çin ile ABD arasındaki en önemli ve hassas sorun ise Taiwan konusu. Amerikan tarafı bu konuda imzaladığı ortak bildirileri çiğniyor ve Çin’in egemenlik hakkını ihlal ediyor. The Economist’in bir gazete sayfası genişliğindeki makalesinde Taiwan kelimesi bir kez, evet sadece bir kez geçiyor. “Çin ise Amerika’yı arka bahçesine sızarak veya Taiwan’la bağlarını güçlendirerek ulusal güvenliğini tehdit etmekle suçluyor.” Bu satırları okuyunca insanın ABD’ye acımasını bekliyorlar herhalde. ABD’nin niyeti bu kadar saf ve masum mu? Yani Tek Çin ilkesine bağlı olduğunu açıkla, bu arada Çin’in bir parçası olduğunu kabul ettiğin adaya silah sat, kıta kısmı ile arasında gerilimi tırmandır. Özetle, The Economist ne kadar korksa haklı, çünkü ABD hegemonyası çöküyor, tek kutuplu dünya gerilerde kaldı.
Kamil Erdoğdu