“Taiwan sorununun tarihi ile süreci bellidir ve Taiwan Boğazı'nın her iki yakasının da tek bir Çin'e ait olduğu gerçeği ile mevcut durum açıktır.” diyen Xi, konuşmasınaşöyle devam etti:
“Üç Çin-ABD ortak bildirisi, her iki tarafın da siyasi taahhütleridir ve ‘Tek Çin’ ilkesi, Çin-ABD ilişkilerinin siyasi temelidir.’Taiwan'ın bağımsızlığı’ şeklindeki ayrılıkçı düşünceye ve dış güçlerin müdahalesine kesinlikle karşıyız, hiçbir şekilde ‘Taiwan’ın bağımsızlığı’ yanlısı güçlere izin vermeyeceğiz. Çin hükümetinin ve Çin halkının Taiwan meselesine karşı tutumu tutarlıdır, Çin'in ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü kararlılıkla korumak, 1,4 milyardan fazla Çinlinin kesin iradesidir. Umarım ki, ABD tarafı bunu açıkça görmektedir. ABD tarafı, ‘Tek Çin’ ilkesine uymalı ve üç Çin-ABD ortak bildirisini uygulamalıdır.”
Taiwan ile ilgili kamuoyu mücadelelerine, Cumhurbaşkanı Xi Jinping tarafından belirtilen Çin'in ilkeli pozisyonu rehberlik etmeli, hukuki ve tarihsel açıdan Taiwan sorununun kökeni ve Çin hükümetinin Taiwan sorununu çözme konusundaki temel ilkeleri ile ilgili politikaları Asya ve Afrika ülkelerinden oluşan geniş bir kitleye açıklanmalıdır. Çin karşıtı güçlerin, ABD ve Batı'daki bazı politikacıların 'Çin'i kontrol etmek için Taiwan'ı kullanma' konusundaki boş çabaları ve uğursuz niyetleri ortaya çıkarılmalıdır.
TAIWAN, ÇİN TOPRAKLARININ AYRILMAZ BİR PARÇASI
Taiwan, Çin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır. Nisan 1895'te,Çin'e karşı saldırganlık savaşı yoluyla Japonya, Qing hükümetini eşit olmayan Shimonoseki Antlaşması'nı imzalamaya zorladı ve Taiwan'ı işgal etti. Temmuz 1937'de Japonya, Çin'e karşı geniş çaplı bir saldırı savaşı başlattı. Aralık 1941’de Çin hükümeti, 'Çin'in Japonya'ya Karşı Savaş Bildirgesi'nde bulunan tüm ülkelere Çin'in Shimonoseki Antlaşması da dahil olmak üzere Çin-Japon ilişkilerini içeren tüm anlaşmaları ve sözleşmeleri feshedeceğini ve Taiwan'ı geri alacağını duyurdu. Aralık 1943'te Çin, ABD ve Birleşik Krallık hükümetleri tarafından yayınlanan 'Kahire Deklarasyonu', Japonya'nın Kuzeydoğusu, Taiwan ve Penghu Adaları da dâhil olmak üzere Çin'den çaldığı toprakları Çin'e iade etmesini şart koşuyor. 1945 yılında Çin, ABD ve Birleşik Krallık tarafından ortaklaşa imzalanan ve daha sonra Sovyetler Birliği'nin de katıldığı Potsdam Bildirisinde de 'Kahire Bildirgesi'nin koşulları uygulanacaktır.' şartı bulunuyordu. Aynı yılın ağustos ayında Japonya teslim olduğunu ilan etti ve 'Japon Teslimiyet Hükümleri'nde 'Potsdam Bildirisi'nde belirtilen yükümlülükleri sadakatle yerine getireceğini' taahhüt etti. 25 Ekim'de Çin hükümeti Taiwan ile Penghu Adaları'nı geri aldı ve Taiwan üzerindeki egemenlik uygulamasını yeniden başlattı.
1 Ekim 1949 tarihinde, Çin halkı yeni demokratik devrimin büyük zaferini kazandı, Çin Halk Cumhuriyeti'ni kurdu,tüm Çin'in tek yasal hükümeti ve dünyadaki tek yasal temsilcisi olarak Çin Cumhuriyeti hükümetinin yerini aldı ve Çin Cumhuriyeti’nin tarihsel statüsüne son verdi. Bu, uluslararası hukukun konusunun değişmemesi koşuluyla eski rejimin yeni rejimle değiştirilmesidir. Çin'in egemenliği ve doğal toprak sınırları bu nedenle değişmedi. Çin Halk Cumhuriyeti hükümeti, Taiwan üzerindeki egemenliği de dâhil olmak üzere Çin'in egemenliğinden tam olarak yararlanır.
ABD “TEK ÇİN” İLKESİNE UYMALI
Çin'in Kuomintang yönetici grubu Taiwan'a çekildiğinden, rejimleri 'Çin Cumhuriyeti' ve 'Çin Cumhuriyeti Hükümeti' adlarını kullanmaya devam etse de, uzun zaman boyunca Çin adına ulusal egemenliği kullanma hakkına sahip değildi ve aslında her zaman Çin toprak yetkilileri üzerinde sadece bir “yer” olarak var oldu.

Çin hükümetinin “Tek Çin” ilkesine bağlı olan ciddi konumu ve makul önerisi, giderek daha fazla ülke ile uluslararası örgütün anlayışını ve desteğini kazandı ve “Tek Çin” ilkesi uluslararası toplum tarafından yavaş yavaş genel kabul gördü.
15 Kasım 1971’de,dönemin Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Qiao Guanhu başkanlığındaki Çin heyeti ilk kez BM konferans salonuna gitti. Çin Halk Cumhuriyeti, BM'deki yasal koltuğunu yeniden kazandı ve BM Genel Kurulu'nun 2758 sayılı kararının tarihi satırlarını kayıtlara geçirdi.

BM Genel Kurulu'nun 2758 sayılı Kararında şu ifadeler açıkça yer alır:
'Çin Halk Cumhuriyeti hükümetinin temsilcilerinin, Çin'in BM’deki tek meşru temsilcileri olduğunu' kabul ediyor. BM Sekreterliği Hukuk İşleri Ofisi ayrıca ‘BM, Çin'in bir eyaleti olarak Taiwan'ın bağımsız bir statüsü olmadığı görüşündedir’. Siyah ve beyaz gibi net. BM Genel Kurulunun 2758 sayılı Kararı, uluslararası hukukta “Tek Çin” ilkesini teyit etmektedir.
Zirvesi’nin bu kez çok daha kapsamlı

16 Aralık 1978 tarihinde,Çin ve ABD, aynı anda diplomatik ilişkilerin kurulmasına ilişkin bir bildiri yayınladı. Ortak bildiride ABD hükümeti, Çin'in diplomatik ilişkiler kurmakla ilgili üç ilkesini kabul etti: Taiwan ile diplomatik bağları koparmak, asker ve tesisleri geri çekmek ve Sino-Amerikan anlaşmasını feshetmek. İki ülke, 1 Ocak 1979'dan itibaren iki tarafın birbirini tanıdığını ve resmen diplomatik ilişkiler kurduğunu duyurdu. Amerika Birleşik Devletleri, 'Çin Halk Cumhuriyeti'nin Çin'in tek yasal hükümeti olduğunu' ve 'yalnızca bir Çin olduğunu' 'Taiwan'ın Çin'in bir parçası olduğunu' kabul etti.
“ÜÇ ORTAK BİLDİRİ”
'Çin Halk Cumhuriyeti ve ABD'nin Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Ortak Bildirisi' yaygın olarak 'Çin ile ABD Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Bildiri' olarak anılır. 28 Şubat 1972 tarihinde imzalanan 'Çin ile ABD Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına Dair Bildiri' ve 'Çin Halk Cumhuriyeti ile ABD Ortak Bildiri' ki genellikle 'Shanghai Bildirisi' olarak anılır) ve 17 Ağustos 1982'de imzalanan 'Çin Halk Cumhuriyeti ve ABD Ortak Bildirisi' (genel olarak '17 Ağustos Tebliği' olarak anılır) topluca 'Üç Çin-ABD Ortak Tebliği' olarak anılır.
Bu üç ortak bildiride ABD, iki ülke arasındaki ilişkiler ve Taiwan meselesi konusunda Çin ile ABD arasında önemli bir tarihi belge olan “Tek Çin” ilkesine bağlı kalındığını vurguladı. 1987 yılında Taiwan Boğazı'nın iki yakası arasındaki izolasyon kırılmış ve Boğaz'ın iki yakası arasındaki personel değişimi ile ekonomik, kültürel ve diğer değişimler buna göre gelişmiştir. Bununla birlikte, boğazlar arası siyasi çıkmaz kırılmış değil ve insandan insana değiş tokuşlardan kaynaklanan birçok işlem sorununun acilen çözülmesi gerekiyor.
Boğazlar arası ilişkilerin önemli ölçüde ilerlemesini teşvik etmek ve boğazlar arası iletişim için bir kanal oluşturmak amacıyla, 21 Kasım 1990'da Taiwan tarafı, Taiwan Boğazı Değişim Vakfını kurdu; 16 Aralık 1991'de, ana kara tarafı, Taiwan Boğazları Boyunca İlişkiler Derneğini kurdu.
27-29 Nisan 1993 tarihleri arasında ARATS Başkanı Wang Daohan ve SEF başkanı Gu Zhenfu Singapur'da görüşmelerde bulundular. Taiwan Boğazı'nın her iki tarafındaki Çinliler, çatışmayı diyalog yoluyla değiştirmeyi, farklılıkları iletişim yoluyla çözmeyi ve müzakere yoluyla iş birliğini teşvik etmeyi seçtiler. Temel anlamı, 'Taiwan Boğazı'nın her iki tarafı da bir Çin'e aittir ve ulusal yeniden birleşmeyi aramak için birlikte çalışır'.

'1992 Mutabakatı'nın süreci ve içeriği açıkça belgelenmiş ve kaydedilmiştir ve hiç kimse veya hiçbir güç bunu inkâr edemez veya çarpıtamaz.