Haber: Mehmet Kıvanç
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Türkiye ve Rusya’nın öncülüğünde Karadeniz’de tahıl koridoru planının “barış koridoruna” dönüşebileceğini söyledi. Ukrayna’nın çok fazla itiraz şansı olmadığını düşünen Erol, Kiev’in bu teklifi reddetmesi olasılığına ilişkin ise “Buna itiraz edecek devletin uluslararası kamuoyundaki durumu ciddi manada sorgulanır.” değerlendirmesinde bulundu.
Karadeniz’de tahıl koridoru kurulması, Kiev’le yeni diplomatik süreç ve Türkiye’nin olası Suriye harekâtı Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un son Ankara ziyaretinde öne çıkan üç temel başlık oldu. CRI Türk’te Manşet programına konuk olan ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Türk-Rus diyaloğunun çok kutuplu dünyanın önünü açan ve sorun çözücü kapasitesine vurgu yaptı.
Avrasya merkezli gelişmelerde Türkiye ve Rusya’nın çok kutupluluğa öncülük ettiklerini vurgulayan Erol, iki devletin farklı yaklaşımlarını muhafaza ederek iş birliklerini derinleştirmeyi başarabildiklerini anımsattı.
2001 tarihinde Türkiye ve Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanları tarafından imzalanan Avrasya’da İş Birliği Eylem Planı’nın yakın tarihte önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Erol, “Yeni dünyanın istikrarsız inşa sürecinde” Türkiye ve Rusya’nın birbirine ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
MERKEL’İN RUSYA ÇIKIŞI
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel’in uzun bir aradan sonra sessizliğini bozarak Rusya konusunda verdiği diyalog mesajlarına da değinen ANKASAM Başkanı Erol, “Berlin fazlasıyla Washington’a angaje olmuş durumda” tespiti yaptı. Almanya’nın uzun yıllardır izlediği dış siyaset çizgisinin kırıldığını söyledi:
“Almanya’yı merkeze alan, Avrupa’nın Amerika’dan daha bağımsız bir politika yürütmesini hedefleyen (Angela) Merkel ve öncesindeki Alman liderlerin ilmik ilmik dokuduğu politika; Rusya-Ukrayna kriziyle birlikte Berlin’in panik yaklaşımıyla alt üst olmuş vaziyette.”
Almanya açısından Rusya dengesinin önemine işaret eden Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, “Bu denge Almanya’nın hem Avrupa Birliği (AB) hem de Batı içindeki Amerikan etkisine karşı daha bağımsız bir politika izlemek açısından oldukça önemliydi.” dedi.
Angela Merkel’in Rusya ile ilgili söylediği “Onlarla konuşmayacak mıyız? Böyle bir yaklaşım olamaz. Birlikte yaşamanın bir yolunu bulmalıyız” sözlerini yorumlayan Erol, Ukrayna krizinde Olaf Sholz hükümetinin Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yakın çizgisinin hem Almanya hem de AB içinde eleştirilere neden olduğunu belirtti ve şöyle devam etti:
“2010’ların başında Türkiye Rusya arasındaki yakın ilişkiler kadar Rusya-Almanya arasında da yakın ilişkiler söz konusuydu. Avrasya üçlemesi bağlamında Türkiye Rusya ile Almanya arasındaki ilişkiler çok daha somut bir şekilde öne çıkıyordu. Buna elbette Çin ve diğer Asya devletleri de dâhil edilebilir. Sonuçta Almanya için Rusya dengesi oldukça büyük bir önem arz ediyordu. Bugün Almanya Rusya ile bu politikayı yürütemediği için ne yazık ki, Avrupa açsından ABD’ye daha fazla angaje olma durumu var. Türkiye’nin yürütmüş olduğu bu denge siyaseti hem Avrupa’nın üstlenemediği diplomasi bağlamında Türkiye’yi daha değerli ve vizyoner bir ülke konumuna taşıyor.”
TAHIL KORİDORUNDAN BARIŞ KORİDORU ÇIKAR MI?
Türkiye, Antalya Diplomasi Forumu ve İstanbul Dolmabahçe’de yürüttüğü Ukrayna’da ara buluculuk girişimlerinin ardından “tahıl koridoru” hamlesiyle üçüncü büyük adımını attı. Sergey Lavrov’un Türkiye ziyaretinde verdiği “Top artık Ukrayna’da” mesajı da diplomasiye kapı aralaması bakımından önemliydi. Gelişmelerin Batı’nın ve Ukrayna’nın vereceği yanıtla şekilleneceğini belirten Prof. Dr. Erol da “Tahıl koridoru bağlamında barış koridorunun inşası için fırsat olduğu, başta Ukrayna olmak üzere Batılı devletlere sorumluluğun düştüğü hatırlatıldı.” dedi ve ekledi:
“Rusya biz barış görüşmelerine hazırız. Ukrayna hazırsa biz tekrar İstanbul’da bir araya gelebiliriz mesajını veriyor. O yüzden Ukrayna’nın bu mesajı ne kadar dikkate alacağı ve nasıl bir adım atacağı oldukça önemli.”
Tahıl ve gıda güvenliği bakımından Moskova’nın attığı bu adımın Rusya’nın imajına olumlu katkı sağladığını belirten Erol, Kiev bu teklifi reddederse bunun Ukrayna’ya faturası olacağı görüşünde:
“Rusya’nın bu yapıcı yaklaşımı Kiev açısından da Sayın Zelenskiy açısından da kaçınılmaz bir durum. Zira gıda güvenliği mevzusu Rusya ve Ukrayna’yı fazlasıyla aşan bir konu. Buna itiraz edecek olan devletin uluslararası kamuoyundaki durumu da ciddi manada sorgulanır.”
TÜRKİYE VE RUSYA’NIN SURİYE DİYALOĞU
“Terör devletini engellemek bölge devletleri açısından da önemli” diyen Erol, Lavrov’un “ABD, gayrimeşru şekilde orada bir örgütü besliyor ve biz buradaki hassasiyetlerinizi anlıyoruz” sözlerini anımsattı. Bu sözlerin dikkate alınması gerektiğini belirten Erol, “Rusya’nın Türkiye’nin meşru operasyonuna çok da fazla itiraz edeceği kanaatinde değilim.” dedi.