Ekonomideki gelişmelerle beraber erken seçim tartışmalarının yaşandığını belirten İsmet Özçelik’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Normalde seçime bir yıl var ama bu erkene alınır mı, alınmaz mı? Bu tartışılıyor. ‘Ekonomideki gelişmelerle beraber sonbaharda seçim olur mu?’ diye Ankara kulislerinde çok yoğun bir tartışmada gündeme girdi.
Bu çerçeve ortalıkta yavaş yavaş hareketleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Adana’da gençlerle buluştu. CHP’nin İstanbul’da mitingi vardı. Ali Babacan Gaziantep’te miting yaptı. Diğer parti liderleri de sahadaydılar. Manzara sanki seçim satına ana hatlarıyla girilmiş gibi gözüküyor. Kamplar yapılıyor, partiler seçime hazır hale getirilmeye çalışılıyor. Tabii bu arada tansiyon da yükseldi. Örneğin, CHP lideri Kılıçdaroğlu bir video yayınladı, çok tartışıldı. Önümüzdeki günlerde de tartışılacak gibi. Siyasette dilin sertleşmesi ve tansiyon yükselmesi, bu çerçevede bir süreç işliyor. Adeta yazla bir birlikte daha sıcak bir döneme giriyoruz.
“ABD DÜNYAYI SAVAŞA SÜRÜKLEYECEK BİR POLİTİKA İZLİYOR”
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), dünyayı savaşa sürüklemek gibi bir politika izliyor. Bir anlamda 3. Dünya Savaşı’nın taşlarını döşüyor. Ukrayna krizi yaşanıyor, Suriye krizi var, öncesinde Libya konusu var. Irak’ta halen bir istikrar sağlanmış değil. İsveç ve Finlandiya huzuru içinde yaşıyorlardı, şimdi onlar tartışılıyor. O da yetmedi, Biden Kore’de tartışma çıkardı, Güney Kore’de Kuzey Kore’yi hedef aldı. Sonra Japonya’ya gitti, Çin’i hedef aldı. Sanki yenilgiyi gönüllü kabul etmeyecek, çatışarak kabul edecek gibi bir izlenim doğuyor.
“ASYA DÜNYANIN YENİ ÇEKİM MERKEZİ OLDU”
ABD ‘Tek Çin Politikası’nı önce dışişleri bakanlığının sitesinden kaldırdı. Sonrasında da kışkırtıcı açıklamalar yapıyor. Çin’in politikası yeni değil ki. Çin’in Taiwan politikası belli. ABD, Asya’da Çin’e karşı sanki ekonomik bir birliktelik oluşturmaya çalışıyor. Şimdi buna baktığımızda Asya’da bir dayanışma başladı. Asya’daki bu dayanışma birçok alanda olumlu etki gösterdi. Asya dünyanın yeni çekim merkezi oldu. ABD’de bu durumdan son derece rahatsız. Şimdi de sürekli geçmiş anlaşmazlıkları kaşıyor. Sürekli bir kışkırtma içinde. Bunu Joe Biden, Asya ziyareti ile en üst düzeye çıkardı ki, son derece tehlikeli bir işle oynuyor. Ukrayna’da da aynı taktiği izledi, Zelenskiy’i kışkırttı ve ‘seni NATO’ya alacağız’ diyerek Ukrayna’nın Rusya ile anlaşmasını önlemişlerdi. Şimdi aynı şeyi Asya’da yapmaya çalışıyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklama ile Biden’a dikkatli olması tavsiyesinde bulundu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin ‘ABD, Çin halkının egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma kararlılığını hafife almamalıdır.’ dedi.
“AVRUPA CİDDİ SORUNLAR YAŞIYOR”
Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin internet sitesinde ‘Avrupa savunma yeteneklerini artırmalı ve beraber çalışmalı’ makalesini yayınladı. Avrupa, ABD’nin kuyruğuna takılmakla tüm ekonomisini mahvetme noktasına getirdi. Yani çok ciddi sorunlar yaşıyor. Borrell’in açıklamalarını ve makalesini de bu çerçevede değerlendiriyorum. Borrell’in açıklamalarında iki nokta dikkat çekici. Bunlardan biri, ABD’den bağımsız bir Avrupa ordusu mu kurulacak? Bu konu önünde sonunda masaya yatırılacaktır. İkincisi, savunma harcamalarının artırılması konusu. AB’nin Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH) 18 trilyon Euro. Ancak AB’nin toplam askeri harcaması sadece 198 milyar Euro. AB’nin toplam gelirinin yüzde 1,5’na tekabül ediyor. AB silahlar alacak. Peki, bu silahları kimden alacaklar? Acaba ABD’nin silah tekelleri Avrupa’nın pususuna mı yatmış durumda? Bu nedenle bu konu Avrupa’nın gündeminde.
“KISSINGER’IN AÇIKLAMALARI ABD’DE ŞOK ETKİSİ YARATTI”
Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda Rusya-Ukrayna krizine değinerek, Ukrayna’nın Rusya’nın şartlarını kabul etmesi gerektiğini ifade etti. Kissinger’ın sözleri Batı medyasında, ‘Ukrayna Rusya’ya toprak vermeli’ başlığıyla servis edildi. Henry Kissinger tecrübesi ve birikimi tartışılmaz. Kissinger, ABD ile Rusya’nın kavga etmesine de karşı çıkıyordu. Şimdi bu açıklaması da son derece önemli. ABD şu anda bunu tartışıyor. Kissinger’dan böyle bir açıklama gelmesi, ABD’de şok etkisi yaratmış gibi.
ABD’NİN ESKİ MOSKOVA BÜYÜKELÇİSİNİN İTİRAFI
ABD’nin eski Moskova Büyükelçisi Michael Anthony McFaul katıldığı bir forumda, ‘Ukrayna’yı NATO’ya katılabileceğine inandırırken yalan mı söyledik?’ sorusuna gülerek, ‘’Evet, gerçek hayat böyle’ diyerek yanıt verdi. Daha önce söylemiştik. ABD hem Ukrayna’yı hem de Avrupa’yı kandırdı. Şimdi bunu ABD’nin eski Moskova Büyükelçisi net bir şekilde söylüyor. Bir de maharet gibi gülüyor. McFaul daha sonra başka bir açıklama yayınladı ve ‘Bunu herkes biliyordu. Biden biliyordu, Putin biliyordu, Zelenski biliyordu. Savaştan önce bile Zelenskiy bu yöndeki ifadeleri hipokrasi olarak adlandırdı. Bunların hepsi kayıtlı.’ Yani çok açık bir oyun oynandı. Medya üzeninden bambaşka bir şekle sokuldu. Bir psikolojik harekât yürütüldü ve ne yazık ki, bu arada Ukrayna mahvoldu.
TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez İsrail’e gidiyor. Türkiye İsrail ilişkileri nerdeyse 15 yıldır sıfır noktasındaydı. Bu görüşmede İsrail gazının Türkiye hattı üzerinden Avrupa’ya taşınması konusu da ele alınacak. Öte yandan Katar gazının da Avrupa’ya taşınması konusu mevcut. Acaba Katar gazı Suudi Arabistan sınırından İsrail’e ulaştırılıp, İsrail üzeninden Avrupa’ya mı gönderilecek? Yani Avrupa’nın gaz ihtiyacı Rusya yerine bu hatta mı kaydırılacak? Bu dünya dengeleri açısından da yeni gelişmelere yol açabilir. İsrail, Avrupa’nın gaz vanasını elinde tutarsa nasıl bir sonuç çıkar? Bütün bunların değerlendirilmesi gerekiyor. Türkiye-İsrail ilişkilerinde büyükelçi atamasına doğru giden bir süreç var. Bana sürpriz gelmiyor. İktidarda ‘İsrail üzerinden ABD ile ilişkileri düzeltebilir miyim?’ çabası içinde. Buna ilişkin birtakım bilgiler geliyor.
SUUDİ ARABİSTAN VELİAHT PRENSİ TÜRKİYEYE GELİYOR
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Türkiye’nin de içlerinde olduğu bir dizi ülkeye ziyarette bulunacak. Türkiye’nin bazı sıkıntılar var. Finansman sağlamaya çalışıyor. Çok açık bir şekilde ekonomide kriz mevcut. Suudi Arabistan’dan da belli bir şey almaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bilindiği üzere geçen haftalarda Suudi Arabistan’ı ziyaret etti, belli görüşmeler yaptı. Edindiğim bilgilere göre, 30 milyar dolarlık bir beklenti vardı, 15 milyarlık swap anlaşmasına ‘evet’ denilmiş. Diğer Körfez ülkeleriyle yapılan anlaşmalar da henüz realize olmamış. Bunun yarattığı sıkıntılardan da söz ediliyor.”