5 Ağustos tarihli Erdoğan-Putin görüşmesinin etki edeceği konu ve alan listesi epey uzun. Tek tek konu başlıkları üzerinde tartışmanın ikincil derece önemli olduğuna işaret eden Dr. Mehmet Perinçek, genel stratejide anlaşıldığı takdirde Türkiye ve Rusya arasındaki diğer konuların hızla ve yapıcı bir şekilde çözülebileceğini belirtti.
Moskova Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Perinçek, 5 Ağustos’ta Soçi’de yapılacak Tayyip Erdoğan-Vladimir Putin görüşmesini Mehmet Kıvanç’ın hazırlayıp sunduğu Manşet programında değerlendirdi. Perinçek zirvede stratejik konuların masada olmasını beklediğini kaydetti.
Türkiye’nin kendisini “Avrasya stratejisi içinde tanımlaması, ABD ile ilişkilerindeki yalpalamalarına son vermesi, bütün coğrafyalarda Taiwan meselesinden Falkland sorununa kadar ABD planlarının bozulması üzerine konumlandırması” gerektiğini söyleyen Perinçek şöyle devam etti:
“Türkiye ve Rusya stratejik müttefiklik konusunda anlaşırlarsa Türkiye de kendisini Avrasya stratejisi içinde tanımlayarak ABD’nin bölgedeki planlarını, Karadeniz’den Akdeniz’e Suriye’den Karabağ’a ve oradan Libya’ya kadar bozabilecek bir stratejide kendisini tanımladığı takdirde Rusya ile diğer konuların hepsini tek kalemde çözebilecektir.”
SURİYE’DE RUSYA’NIN TÜRKİYE’YE DESTEK VERMESİ MÜMKÜN
Türkiye’nin Suriye’deki haklı gerekçelerini Rus tarafına anlatması gerektiğini belirten Perinçek, Tahran’daki Astana Liderler Zirvesi'nde ortaya konulan “ABD’yi Suriye’den çıkarma” hedefinin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) olmadan mümkün olmadığını kaydetti.
Perinçek’e göre, Suriye’de Astana ortaklarının da Türkiye’den beklentileri var ve pozisyonlarını yakınlaştırması için bazı koşulların yerine getirilmesi gerekiyor. Rus tarafının Türkiye’den beklentisini “Bir tahmin değil doğrudan bilgi olarak” aktardığını dile getiren Perinçek, şunları ifade etti:
“Rus tarafının beklentisi ilkesel olarak Türkiye’nin harekâtına karşı değil. Hatta Türkiye’nin harekâtına olumlu bakabilecek bir açıya sahip. Çünkü TSK’nın orada bölücü terörü temizlemesi Şam’ın da işine gelebilecek bir şey. En önemlisi ABD’nin oradan çıkarılması bakımından da önemli. Bu nedenle Türk ordusunun harekâtına olumlu bakılabilir, Türkiye Şam hükümetiyle bu konuda temasa geçtiği ve birlikte hareket ettiği takdirde.”
Perinçek’e göre, Türkiye’nin Şam’la kuracağı ilişki, Rusya’nın TSK operasyonlarına “yeşil ışık yakmanın ötesinde doğrudan destek verebileceği” bir modele kapı aralayabilir:
“Erdoğan ‘Biz bölücü terörü temizleyeceğiz, Türk ordusu 30 kilometreden fazlasına da gidebilir. Bu Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması amaçlıdır. Türk ordusu orada geçici olarak bulunacaktır ve biz bunu Şam’la koordineli olarak yapmaya hazırız’ dediği anda Rusya, Türk ordusunun operasyonuna yeşil ışık yakmanın ötesinde destekleyebilecektir. Sadece Rusya’nın operasyona karşı çıkmaması değil bu operasyonu destekleyecek bir tutum içinde bulunması da mümkündür. Ankara, Şam’la temas etmemek inadından vazgeçerse. Bunu kesin bir bilgi olarak da ifade etmiş olayım.”
Vatan Partisi heyetinin Moskova’da üst düzey görüşmeler yaptığını kaydeden Perinçek, Türkiye’nin operasyonuyla ilgili Rus tarafında olumlu bir havanın doğduğunu da ekledi.
YENİ RUS DOKTİRİNİNDE DOĞU AKDENİZ “MİLLİ MESELE”
Rusya’nın Atina Büyükelçisinin “Rusya-Yunanistan ilişkilerinin tamamen yerle bir oldu” açıklamasını anımsatan Perinçek bu durumun Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yalnızlığından çıkması için de tarihi fırsatları gündeme getirdiğini vurguladı.
Rus donanmasının yeni askeri deniz doktrinin de Türkiye’de iyi incelemesi gerektiğine işaret eden Perinçek, şu noktalara dikkat çekti:
“Doktrinde Rusya’nın güvenliği açısından kritik bölgeler sayılıyor. Karadeniz var, bu bölgeler arasında, Kuril Adaları bölgesi var. Buna şimdi Doğu Akdeniz eklendi. ‘Bu bölgeler Rusya’nın milli güvenliği açsından kritiktir.’ Yeni doktrinde bulunan cümle bu. Türkiye’de Doğu Akdeniz’de yalnızdı. Oradaki yalnızlığını giderebilecek çok ciddi bir fırsat var Türkiye’nin elinde. Hem Yunanistan’la Rusya’nın ilişkilerinin ‘tamamen yerle bir olmuş’ olması. Hem de Rusya’nın yeni askeri deniz doktrininde Doğu Akdeniz milli güvenlikleri açısından kritik saymaları. Bu da Türkiye’nin Kıbrıs, Ege adaları gibi konularda Rusya’yı yanına çekmesi için fırsat vermektedir. Genel stratejide hemfikir olunduğu ve Türkiye’nin Ukrayna, Karadeniz politikalarının Suriye ile tutarlı bir çizgiye oturtulduğu takdirde.”
Denge politikası olarak ifade edilen dış politika çizgisinin Türkiye’ye fayda sağlamadığını düşünen Perinçek, Türkiye’nin “ABD’nin ekonomik ve güvenlik anlamındaki saldırısını ancak Avrasya ülkeleriyle tam bir bütünleşme ile engellemek mümkündür.” dedi.