COVID-19 salgını önleme ve kontrol tedbirlerinin düzenlenmesi birlikte Çin ekonomisi büyümede güçlü bir toparlanmaya hazırlanmakta. Çin, bu bağlamda İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nu, dünyanın toparlanmanın sürdürüleceğine dair güvenini pekiştirmek ve yabancı yatırımı çekmek için bir fırsat olarak değerlendirdi. Başbakan Yardımcısı Liu He konuşmasında Çin ekonomisinin neredeyse tüm temel güçlerine (özellikle potansiyeline ve açıklığına) inancını dile getirdi ve Çin Komünist Partisi’nin dünyanın en büyük ikinci gücünün kalkınmanın temel getirilerini paylaşmaya hazır olduğunun altını çizdi.
Çin Başbakan Yardımcısı Liu He’nin konuşmasında en çok dikkat çeken vurgulardan birisi de Çin’in dışa açılma sürecinin geri döndürülemez olduğu yönündeki açıklamalar oldu. Zira konuşma bu yönde artan spekülasyonlara doğrudan bir yanıt niteliği taşıyor.
ÇİN EKONOMİSİNİ ANLATAN İKİ NOKTA
İlk olarak, Çin neredeyse tüm büyük ekonomilerin yaptığı gibi pandeminin etkilerini azaltmak, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) kaynaklı enflasyonun yayılmasını önlemek ve tırmanan jeopolitik gerilimlerin ortaya çıkardığı şokları hafifletmek için son üç yılda hükümetin piyasa ve ekonomiyi düzenleme rolüne ağırlık verdi. Bu politika Amerika Birleşik Devletleri’nin ayrıştırma ve kontrol altına alma girişimlerinin izlerini taşımaktadır.
İkincisi, ister çift dolaşımlı bir ekonomi modeli olsun istese bazı büyük ünlü şirketlerin yanlış uygulamalarına karşı soruşturmalar olsun bahsedilen arka plan çerçevesinde değerlendirilmelidir. Atılan adımların hepsi dışa açılma sürecinin risklerini azaltmak, tekelci uygulamaları önlemek ve sağlıklı piyasa rekabetini teşvik etmek amacıyla piyasa denetimdeki boşlukları kapatmak için gereklidir.
İÇE KAPANMA İDDALARI ÇARPITMADAN İBARET
Çin Komünist Partisi’nin niyetini olmasa dahi Çin ekonomisinin genel eğilimini görmezden gelerek ülkenin içe dönük ya da kapalı hale geldiği yönündeki genellemeler özünde çarpıtmadan ibarettir. Böylesine önyargılı analizler, Washington’daki Çin karşıtı tutum sergileyenlere seslenmekte. Bir diğer ifadeyle ABD ekonomisini Çin ekonomisinden ayırma çabalarına hizmet etmektedir. Bu iddiaları tekrarlayanlar ayrıca Çin’de özek sektörün oynadığı görmezden geliyor.
Çin’de özel sektör, hükümetin vergi gelirlerinin yüzde 50’sinden fazlasını, ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYİH) yüzde 60’ından fazlasını, yeniliklerin yüzde 70’inden fazlasını, istihdamın yüzde 80’inden fazlasını ve girişim ve işletme sayısının yüzde 90’ından fazlasını içeriyor.
Çin’de özel sektörün karşılaştığı güçlükler sistematik reformların derinleştirilmesi, uygun politika araçlarını devreye sokulması yoluyla destekleniyor. Çin yönetimi politikaları hem kendi durumuna hem de uluslararası pazarlara bakarak belirliyor. Bu nedenle Çin ile dünya ekonomisi arasındaki bağlantılar daha da güçlenmiş ve yakınlaşmıştır. Kısacası Çin yatırım için bir mıknatıs olmaya devam etmekte.
Discussion about this post