Otomotiv gazetecisi Emre Özpeynirci, CRI Türk’te Samet Demir’in hazırlayıp sunduğu “Ekonomi Basını” programına konuk oldu. Özpeynirci, otomotiv sektöründeki son gelişmeleri değerlendirdi.
Otomobil satışlarında 2022 yılının Nisan ayında 2021’in aynı ayına göre satışlarda düşüş yaşandı.
Nisan ayı özelinde otomobil ve hafif ticari araç satışları geçen yıla göre yüzde 2,4 azalarak 60 bin 35 adet oldu. Geçen ay otomobil satışları bir önceki yılın nisan ayına göre yüzde 5,8 azalarak 45 bin 564 adet olurken, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 10,4 artarak 14 bin 471 adet oldu.
Emre Özpeynirci yaşanan bu düşüşün nedenlerini şu ifadelerle açıkladı;
“Otomotiv sektörü hem global olarak hem de Türkiye’de ilk kez bu kadar belirsiz bir süreç yaşıyor. Çünkü pandemiyle beraber yaşanmaya başlayan tedarik problemleri artarak devam ediyor. Bu yıl azalması beklenirken Rusya-Ukrayna savaşı ortaya çıktı. Burada da bazı kritik parçaların üretilmesi ile beraber arz tarafında aksamalar oldu. Bu aksamalar dünyada pazarların daralmasına yol açıyor. Avrupa’da da yüzde 20 civarında bir daralma var. Türkiye’de de otomobil satışlarında benzer bir daralma var. Ticari satışlarındaki artışı da otomobil bulunamadığı için insanların hafif ticari araçların binek versiyonlarına kayması olarak açıklayabiliriz. Ticari araçlarda otomobilden daha az çip ihtiyacı var onlardaki üretim aksamaları otomobil kadar olmadı.
SATIŞLAR FİLOLARA YAPILIYOR
İlk dört ayda daralma var, araç olsaydı daralma bu kadar olur muydu? Hayır, araç olsaydı satılırdı ama yapılan satışlar filo satışları. Perakende tarafında fiyatlar çok yüksek, alım gücü ise giderek düşüyor kimse fazla yanaşamıyor. Dolayısıyla yapılan satışlar üç yıldır alımı öteleyen kurumsal ve filolar tarafından yapılıyor. Ötelenmiş bir talep harekete geçmiş durumda. Araç bolluğu olduğu zaman perakendedeki sıkıntının net göstergeleri daha net belli olacaktır. Araç olsaydı pandemi, kur artışı ve tedarik sıkıntılarının yol açtığı sıkıntılar daha fazla hissedilecekken şu an araç olmadığı için çok da fazla hissedilmiyor gibi görünüyor.
ÇİP KRİZİ NE ZAMAN SONA ERECEK?
Firmalar çip krizinin bitişi konusunda açıklamalar yapıyorlar. 2024 yılı diyen de oldu geçen günlerde. Çip yatırımları yapılıyor, bu yatırımların meyveleri önümüzdeki dönemde alınmaya başlayacak ama bir taraftan da yeni nesil otomobillerdeki çip ihtiyacı da artıyor. Otomobil endüstrisinin değişim yaşadığını aktarıyoruz her seferinde bu dönüşüme bağlı olarak elektrikli ve otonom araçlar çip ihtiyacının daha da artacağını gösteriyor. Bugün benzinli bir araç bin çip kullanılırken elektrikli bir araçta 3 bin çip kullanılıyor. Benzinli ya da motorinli araçlarda da bir, iki tane çip yok, bin tane çip bulunuyor. Çok ciddi yatırımlar, daha yerel yatırımlar yapılıyor ama bunların da hemen dönüşü olmuyor. Çip yatırımında en büyük ihtiyaç saf su bu konuda kimyasal çözümlerin daha hızlı yapılması gerekiyor.
FİYATLAR ZAMLANACAK
En önemlisi hammadde fiyatları, arz ile talep arasındaki fark gitgide açılıyor. Bunların hepsi otomobil fiyatlarına zam olarak yansıyacak. Türkiye’de bu zamların üstüne vergi çarpanı da var o yüzden daha da katlanarak artıyor. O yüzden önümüzdeki dönem belirsiz. Bir hafta sonrasını kimse tahmin edemiyor. Otomotiv sektörü 6 aylık 1 yıllık planların yapıldığı bir sektördür ama kimse yarın ne olacağını tahmin edemiyor.
TÜRKİYE’DEKİ ELEKTRİKLİ OTOMOBİL SATIŞI
Türkiye’deki lüks segmentteki markalar elektrikli araç konusunda daha avantajlı. Niye avantajlı derseniz eğer şu anda lüks segmentte yüzde 150’i aşan 220’yi bulan ÖTV oranları varken elektrikli araçlarda en yüksek vergi yüzde 60. Bu yüzden ilk etapta lüks segmentteki markalar elektrikli araçlarını getiriyorlar. Orta segmentteki araçlara baktığımız zaman sonuçta üç aşağı beş yukarı ÖTV eşit olduğu için bir avantaj yaratmıyor. Elektrikli otomobillerin üretim maliyetleri içten yanmalılardan daha fazla bu nedenle Avrupa’da vergiden muaflar. Yasal teşvikler sağlıyorlar bu yüzden satışlarda artış var. Avrupa’da satışlarda yüzde yüz elektriklilerin payı yüzde 10’a yaklaştı. Türkiye’de bu oran 0,5’ler civarında. Bizde vergisel bir durumda söz konusu değil. Bizim yeni bir vergi sistemine ihtiyacımız var. Elektrikli araçlar vergiyle teşvik edilmediği sürece satışlar daha düşük olacaktır. Satışlar sadece lüks segmentte kalıyor. Yeni modeller geldikçe satışlar artacaktır ama biz ne zaman yüzde 10’luk dilime ulaşırız? Bu zor görünüyor. Türkiye otomobil ihracatında ve ithalatında Avrupa’ya göbeğinden bağlı dolayısıyla onlar içten yanmalıları bitiyorlar, elektrikli üretimine ağırlık veriyorlar. Onlarda üretilen bize gelecek başka alternatif yok. Türkiye’de dizel otomobil satışı yüzde 70’lerden yüzde 14’lere düştü. Burada dizel otomobil talebi düşmedi dizel arzı düştü. Türkiye’nin elektrikli araç satışında destek olması gerekiyor aksi takdirde çok zorlanır satışlar. Bizim ithal kalemindeki en büyük ürünümüz petrol, dolayısıyla elektrikli araçların satışı bize cari açık konusunda da büyük bir rahatlık sağlayacaktır. Bekleyip göreceğiz. Türkiye de elektrik çağına ayak uydurmalı aksi takdirde ne otomotiv sanayisi ne de iç pazar sağlıklı şekilde büyüyemez.”