NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Alman Welt am Sonntag gazetesine verdiği bir röportajda, “Batılı ülkelerin Kiev'e askeri ve mali desteğinin toplumlarına pahalıya mal olduğunu itiraf etti. Yükselen gıda ve enerji faturaları, Avrupa'daki birçok hane için zor zamanlar anlamına geliyor. Buna karşın Avrupa ülkeleri, bedeline rağmen Kiev'e askeri malzeme sağlamaya devam etmeli, çünkü barışı korumanın en iyi yolu Ukrayna'yı desteklemektir.' ifadelerini kullandı.
Benzer şekilde, cumartesi günü New York Times'da çıkan 'Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve NATO Ukrayna'yı Silahlandırmak ve Kendi Cephaneliklerini Doldurmak İçin Yarışıyor' başlıklı bir makale, bir NATO yetkilisinin Ukrayna'ya silah sağlama açısından küçük ülkelerin potansiyellerini tükettiklerini söylediğine atıfta bulundu. NATO’nun 30 üyesinden 20'si oldukça zayıfladı. Buna karşın kalan 10'un, özellikle daha büyük müttefikler için daha fazlasını sağlayabileceğini öne sürdü.
AVRUPA’NIN ÖDEDİĞİ ACI UKRAYNA BEDELİ
NATO'nun Ukrayna'ya yardım sağlama konusunda ABD'ye ayak uydurduğu söylemine rağmen, NATO üyesi ülkeler ( özellikle Avrupa'dakiler) tükenme belirtileri gösteriyorlar. Avrupa ülkeleri gerçekten de Rusya-Ukrayna krizinden en çok etkilendi ve Ukrayna'ya yardım sağlamak için çok büyük bir bedel ödedi. Sadece mevcut silahlarını tüketmekle kalmadılar, aynı zamanda roket gibi fırlayan enerji faturaları ve onlarca yıllık yüksek enflasyondan da mustarip oldular. Avrupa'nın bugün içinde bulunduğu zor duruma bakılırsa, NATO'nun Avrupalı üyelerinin Ukrayna'ya yardımı sürdürmesi zor gözüküyor.
Bloğa liderlik eden ABD'ye gelince, ara seçimlerin ardından Temsilciler Meclisi'nin Cumhuriyetçilerin eline geçmesiyle, Washington'ın Ukrayna'ya yardım teklif etme isteği önemli ölçüde azalacak.
RUSYA İLE MÜZAKERELER BAŞLAYABİLİR
ABD çalışmaları konusunda uzman ve Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nde araştırma görevlisi olan Lü Xiang, Global Times'a verdiği demeçte, 'Başta Stoltenberg olmak üzere NATO yetkililerinin yakında artan baskı yığınlarıyla karşılaşacağına inanılıyor. Avrupa ülkelerini Ukrayna'ya ikmal sağlamaya devam etmeye çağırsa da, Avrupa ülkelerinin gerçek durumuna bakılırsa, devam etmeleri halinde kendileri için dayanılmaz bir yük olacaktır.” dedi. Lü, ardından NATO veya Avrupa ülkelerinin krizi yatıştırmak, Ukrayna ve Avrupa halklarını nispeten normal bir hayata döndürmek için Rusya ile müzakerelere başlayabileceğini kaydetti.
Rusya ile barış müzakerelerinin olasılığı, NATO üye devletlerinin ABD ile nasıl müzakere ettiğine bağlıdır. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da bu hafta ABD'ye yapacağı ziyarette ABD'li mevkidaşı Joe Biden ile konuyu görüşebilir. NATO, Washington'un egemen olduğu askeri bir grup olduğundan, NATO yetkililerinin söylemleri aslında daha çok Washington'un çıkarlarını temsil ediyor. NATO yetkililerinin Avrupalı devletlere, güçlüklerine rağmen Ukrayna'ya yardımı sürdürme çağrısında bulunmaları, ABD ile Avrupa arasındaki uçurumu daha da genişletebilir.
ABD-AB ARASINDAKİ ÇELİŞKİ
ABD ile Avrupa arasındaki çelişki belirgin hale geldi. Avrupa ülkeleri, ABD'nin kendilerine enerji krizi zemininde hızla yükselen fiyatlarla enerji satmasından dolayı hayal kırıklığına uğradı. Washington'un Enflasyon Düşürme Yasası, Avrupa'nın çıkarlarını ciddi şekilde zedeledi.
Avrupa'daki bazı politikacılar, ABD'nin Ukrayna krizinden yararlanarak Avrupa'daki hegemonyasını sürdürmek için Rusya'yı aşağı çekmeyi, Avrupa'yı zayıflatmayı ve Avrupa'nın ABD'ye bağımlılığını güçlendirmeyi umduğunu açıkça gördüler. Bu, Avrupa ülkelerinin ABD'nin güvenilmez olduğunu daha iyi anlamalarını sağlayacak ve NATO içindeki uyumu azaltacaktır.