Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından ortaya çıkan tablo ağırlaşıyor. Can kaybı ve yaralıların sayısı her geçen dakika atarken, zamana karşı yarışta atılması gereken adımlar da tartışılmaya devam ediyor.
CRI Türk’te Gökhun Göçmen’in hazırlayıp sunduğu Manşet programına katılan AKUT kurucusu Nasuh Mahruki, afet alanında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görev alması gerektiği mesajını verdi. Mahruki “17 Ağustos’u hatırlıyor musunuz? Gökyüzünde skorskyler vardı. Aynı anda havada beş, on tane helikopter görüyordunuz. Şimdi ben bir tane bile görmedim.” ifadelerini kullandı. Mahruki, Hatay'da depremde yaralananların TCG Barbaros gemisi ile tahliye edilmesini ise 'harika haber' olarak yorumladı.
Böylesi bir felaketin yüzyılda bir yaşanabileceğini kaydeden Nasuh Mahruki “En büyük problem çok geniş bir alanda ve 12-13 milyon insanın yaşadığı büyük bir nüfus yoğunluğu olan bir yerde çok yıkıcı iki depremin üst üste yaşanmasıydı.” dedi. Depreme yeteri kadar hızlı müdahale edilemediğinin altını çizen Mahruki, bu durumun nedenleri arasında havalimanı pistlerinin, belediye ve hastane gibi kamu kurumlarının ağır hasar almasını gösterdi.
72 SAAT TEORİSİ ANLAMINI YİTİRDİ
“Türkiye 4. Seviye ulusal afet ilan ederek uluslararası yardım çağrısında bulundu. Bugün çok sayıda kurtarma ekibini sahada göreceğimizi ve bu taze kuvvetle birlikte çok sayıda insanı kurtarabileceğimizi düşünüyorum. Buna karşın maalesef çok sayıda insan da kurtarılamayacak.” diyen Mahruki konuşmasının devamında depremden sonra hayatta kalınacak tedbirleri içeren 72 saat teorisine dair şunları kaydetti:
“Bu yaşadığımız felakette ilk 72 saat teorisi biraz anlamını yitiriyor. İlk 72 saat dediğimiz husus depremden sağ olarak çıkan sokaktaki vatandaş için dile getirilir. Dışarıda bir kaos ortamı var, elektirik ve doğalgaz kesik gibi koşullarda sağ olan vatandaşların çekirdek ailesi birlikte dışarıda 72 saat kendi başınızın çaresine bakmakla yükümlüsünüz. Zira devlet aygıtı bu tür felaketlerde “ben sana üç gün ulaşamayabilirim.” diyor. Devlet bütün gücüyle devreye giriyor ancak adı üstünde afet kapasite aşımı, örgütlü mücadelenin üstüne çıkan durumun adı. Bununla birlikte yaşadığımız durum bunun ötesinde çünkü ağır kış koşullarında ve çok geniş bir bölgede insani yardımın yetersiz olduğu koşullarda ortaya çıktı. İlk günden yiyecek sıkıntısı oluştu, insanlar açız diyorlar. 17 Ağustos’da yiyecek sıkıntısı minimum düzeydi.”