2018 yılında, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi de katıldığım bir konferansta, o zaman henüz ilk adımları atılan Kuşak ve Yol Girişimi’nden bahsetmiş, girişimin öneminden, dünya ekonomisi ve siyasetine yapacağı olası etkileri anlatmıştım. Konunun Hindistan da çok hoş karşılanmayacağını tahmin etmeme rağmen salonda buz gibi bir havanın eseceğini öngörememiştim. Hintli bir akademisyen olan oturum başkanı Yeni Delhi de tartışmak için bu konuyu seçmemdeki amacın ne olduğunu sormuştu. Ona, Hindistan ve Çin arasındaki gerilimleri bildiğimi KYG’nin bütün dünya için önemli bir girişim olduğunu söylemiş ve hem BRICS hem de Shanghai İş birliği Örgütü’nde Çin ve Hindistan’ın ortak hareket ettiğinden bahsederek ortamı yumuşatmaya çalışmıştım.
Yeni Delhi’de geçtiğimiz hafta sonu toplanan G20 zirvesi ve zirve de açıklanan yeni bir ekonomik iş birliği projesi, beni 2018 yılındaki o konferansa tekrar götürdü. 2020'deki Galwan Vadisi çatışmasından bu yana iki komşu arasındaki ilişkiler daha da kötüleşmişti. Hindistan, Çinli firmalara çeşitli kısıtlamalar getirmiş ve küresel şirketleri kendi ülkesine çekmek için teşvik paketleri açıklamıştı. Bununla birlikte, projenin duyurusu, ABD'nin Çin ile jeo-ekonomik rekabet içinde olduğu bir dönemde geldi. Financial Times’a göre; Biden yönetiminin yakın zamanda Çin'e karşı koyma çabalarının bir parçası olarak, Dünya Bankası'nın orta ve düşük gelirli ülkelere yönelik borç verme kapasitesini 25 milyar dolar artırmasının ortaya çıkardığı bir konjonktürde Hindistan şimdi KYG’ya karşı fiziksel ve ideolojik alternatif bir ekonomik koridor planına sahip olacak gibi görünüyor.
G20 zirvesinde açıklanan yeni projeye göre, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru'nun (IMEC) kurulması planlanıyor. Hindistan, İtalya, Fransa, Almanya, ABD, Avrupa Birliği ve Suudi Arabistan liderleri koridorun hayata geçmesi için mutabakat zaptı imzaladılar. Başbakan Narendra Modi, G20 zirvesinde koridoru duyururken, IMEC'in küresel bağlantı ve sürdürülebilir kalkınmada yeni bir sayfa açacağını söyledi. Ayrıca koridorun 'Hindistan, Batı Asya ve Avrupa arasında önemli bir ekonomik entegrasyon aracı' görevi göreceğini belirtti. Yapılan açıklamalara göre; planlanan koridor, ticareti daha hızlı ve daha ucuz hale getirmek ve bölge genelinde ekonomik iş birliğini ve dijital bağlantıyı artırmak amacıyla Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, İsrail ve AB'yi nakliye limanları ve demiryolu güzergahları aracılığıyla birbirine bağlayacak. Bu bağlantılar sayesinde ülkeler arasında ticaretin %40 oranında hızlandırılması bekleniyor. Aslında bu proje, G7 ülkelerinin Küresel Altyapı Yatırımı Ortaklığı (PGII) girişimi kapsamında geliştiriliyor. PGII’nin ana amacı ise gelişmekte olan ülkelerdeki altyapı açığını kapatmak olarak belirlenmişti. Hem amaç hem yöntem göz önüne alındığında, IMEC’in Çin'in Kuşak ve Yol Girişimine karşı hayata geçirildiği açıktır.
Yeni proje iki koridordan oluşacak. Doğu koridoru, Hindistan'ı Körfez ülkelerine, kuzey koridoru ise Basra Körfezi'ni Avrupa'ya bağlayacak. Koridorlar, ülkeler için uygun maliyetli ulaşım rotalarını oluşturmak amacıyla gemiden demir yoluna geçiş ağlarına sahip olacaklar. İmzalanan zapta göre; proje, mal ve hizmetlerin Hindistan, BAE, Suudi Arabistan, Ürdün, İsrail ve Avrupa arasında geçişini sağlayacak. Ayrıca ülkeler temiz hidro-karbon enerji kaynaklarının ihracatına yönelik boru hatlarının inşasını içerirken elektrik ve dijital bağlantılar için de büyük kablo ağları kurmayı içermektedir.
ABD Başkanı Joe Biden bu projeyi 'gerçekten büyük bir anlaşma' ve “oyunun kurallarını değiştiren bir yatırım” olarak tanımlarken, Modi, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa ekonomik koridorunun 'iş birliği, yenilik ve ortak ilerlemenin ışığı' olmayı vaat ettiğini söyledi. Biden'ın ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, 'Projenin kendisinin cesur ve dönüştürücü olduğunu düşünüyoruz, ancak projenin arkasındaki vizyon da aynı derecede cesur ve dönüştürücü. Dünyanın diğer bölgelerinde de kopyalandığını göreceğiz' derken, AB Komisyonu başkanı Von der Leyen projeyi 'kıtalar ve medeniyetler arasında yeşil ve dijital bir köprü' olarak tanımladı. Bu koridora ek olarak yine Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki Kananga eyaleti ve Zambiya'nın bakır madenciliği bölgelerini birbirine bağlayacak bir “Trans-Afrika Koridoru”nun duyurusu zirvede yapılan bir diğer gelişmeydi. Mutabakatta oluşturulacak bir çalışma grubunun, önümüzdeki 60 gün içinde projenin detaylarına yönelik bir zaman çizelgesi de dahil olmak üzere daha kapsamlı planlar hazırlaması karara bağlandı.
Bununla birlikte, açıklanan bu girişimin ne ölçüde hayata geçeceği tam bir belirsizlik taşıyor. IMEC’in bir parçası olduğu ve AB’nin kilit ticaret ortaklarındaki çıkarlarını savunmak amacıyla başlatılan Küresel Ağ Geçidi projesi 2021 ve 2027 yılları arasında denizaşırı altyapı yatırımlarına 300 milyar Avro'ya kadar bir harcama bütçesi ayırmıştı. Ancak Arap dünyasındaki iddialı sınır ötesi altyapı projeleri, Körfez İş birliği Konseyi'nin altı üyesini (Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Katar, Umman ve Bahreyn) birbirine bağlayan 2.117 km'lik planlanan demir yolu ağı da dahil olmak üzere olarak çok az ilgi gördü ve planlanan altyapı yatırımlarının sadece çok bir kısmı şimdiye kadar hayata geçirildi. Buna karşın, Çin’in KYG’si Güney Amerika dahil, 100’den fazla ülkede yatırımlarına devam ediyor. KYG kapsamında 8 trilyon dolar harcaması bekleniyor ve tahminlere göre halihazırda 1 trilyon doların üzerinde harcama gerçeklemiş durumda. KYG hakkında yapılan olumsuz açıklamalara rağmen ülkelerin KYG’ne ilgisi artarak devam etmektedir. Son olarak KYG yer alan G7 ülkesi İtalya’nın girişimden ayrılacağı söylentileri G20 zirvesinde İtalya Başbakanı tarafından yalanlandı. IMEC'in, Çin'in trilyonlarca dolar harcayarak kurmayı hedeflediği geniş ticari, kültürel ağa karşı çıkıp çıkamayacağını zaman gösterecek.
Editörün notu: Bu analiz, Doçent Doktor Mehmet Ali Koçakoğlu tarafından kaleme alınmıştır. Koçakoğlu, Harran Üniversitesi Şanlıurfa Sosyal Bilimler MYO öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. “Kuşak ve Yol Girişimi Kapsamında Çin’i Anlamak” ve “Küreselleşme Bağlamında Kuşak ve Yol Girişimi:Çin Eksenli Bir Analiz” başlıklı kitapları vardır.