China Daily
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Hazine Bakanı Janet Yellen Asya'ya yaptığı ilk ziyaret boyunca “dostları destekleme” fikrini dillendiriyordu. Yellen, Endonezya'nın Bali kentindeki G20 Maliye Bakanları toplantısından Japonya ile Güney Kore'ye yaptığı ziyarete kadar birbirine benzer düşünen ülkelerin Washington'ın tasarladığı üretimi desteklediği ve tedarik zincirlerinin dayanıklılığını sağladığı iddia edilen ticaret pratikleri üzerinde anlaşması önerisini gündeme getiriyordu.
Birçok konuşmasında ortaya koyduğu gibi gerçek öneri Çin’i dışlama hedefi ile ekonomik küreselleşmenin sürdüğü on yıllar boyunca ülkeleri sıkı biçimde bir araya getiren ekonomik karşılıklı bağımlılığı koparmak. Yellen yolculuğunun son adımı olan Güney Kore’de yaptığı konuşmada özellikle açıktı.
TİCARETTE KARŞILIKLI FAYDA TEMELDİR
ABD Hazine Bakanı pazartesi günü Güney Kore’ye varmadan önce Reuters ajansına yaptığı açıklamada ABD'nin Beijing'in “diğer ülkelere yaptığı gibi” tedariki kesmesini önlemek için Çin'den gelen nadir elementler, güneş panelleri ve diğer kilit mallara “gereksiz bağımlılığına” son vermek istediğini söyledi. Ve ziyareti sırasında Güney Kore’nin piyasadaki konumlarını haksız avantajlar sağlamak için kullandığı iddia edilen ülkelerle çalışmaktan sakınması için sıkı lobi yaparken, Yellen Çin’i örnek gösterdi. Yellen Salı günü yaptığı konuşmada, “Çin gibi ülkelerin kilit ham maddeler, teknolojiler ya da ürünlerdeki piyasa konumlarını bizim ekonomimize zarar vermek ya da istenmeyen jeopolitik baskılar uygulamak için kullanmasına izin veremeyiz.” dedi.
Akıl yürütmesinin mantığı basit ve tanıdık -Beijing artık ABD'nin güvenilir bir ticaret ortağı olmadığı, aksine jeopolitik bir rakibi olduğu için ona bağımlı olmak artık güvenli değil. Çin’in önemli kaynaklarını yarı iletkenler dâhil belirli gelişmiş teknolojilerin kullanımında egemen bir konum kazanmak için yönlendirdiğini ileri süren Yellen Çin’in “bu konumu kazanmak için bir dizi haksız ticari pratik” kullandığını söyledi. Ama Yellen’ın elli ülkelere tedariki kesmek gibi “haksız ticari pratik” dediği şey Beijing için haksız düşmanca eylemlere karşı tamamen meşru savunmaya yönelik karşıt önlemler.
Ne de Beijing'i ticareti kendi avantajı için kullanmakla suçlamak adil. Her şeyden öte, ticaret her zaman, istekli iki tarafın üzerinde anlaşılan şartlarla iş ilişkisine girdiği karşılıklı faydalı bir davranıştır. Örneğin, Çin ve ABD arasındaki ticaretin tek taraflı olarak Çin’in ulusal çıkarlarına hizmet ettiğini ileri sürmek gülünçtür. Hiç kimse bunu Amerikalı tüketicilerden daha iyi bilemez.
EKONOMİK KÜRESELLEŞMENİN SONUCU
ABD'nin Çin'e “büyük” bağımlılığına gelince, bu ekonomik küreselleşmenin mantıksal bir sonucu ve tek yönlü de değil. Çin de süreç içinde ABD'ye “büyük bir bağımlılık” geliştirdi, bu yüzden karşılıklı çıkarları öne çıkararak her türlü “kopma” isteğine şiddetle karşı çıktı.
Salgın sonrası dünya ölçeğinde bir toparlanma beklentisi halen zayıfken, ülkelerin derin bir resesyondan kurtulmak için birlikte çalışmaları bundan daha fazla gerekli olmamıştı. ABD'nin “ortak değerlere sahip olduğu güvenilir” ortaklarını ticaretlerini güçlendirmeye çağırarak yaptığı şey özünde ticaret ilişkilerini Washington'ın Soğuk Savaş hizipçiliğinin ayrılmaz bir parçası haline getiriyor. Bu havayı daha da gerginleştirme tehlikesi taşıyor.