Son iki yılda dünya ekonomileri pandemi, küresel arz ve talep şokları, emtia fiyatlarındaki dramatik tırmanış ve yüksek enflasyonla mücadele ediyor. Ukrayna krizinin çatışma boyutuna ulaşmasıyla ise gıda krizi hızla dünyanın gündemine girdi. Bütün bunlara eklenen konut krizi ise Türkiye’ye özgü sorunlarla da birleşince sabit gelirli yurttaşlar için dayanılması güç bir noktaya evrildi.
Türkiye’nin yıllık yeni konut ihtiyacı 800 bin ancak üretim 550 bin dolaylarında. Konut arzındaki bu açık, fiyatları yukarı çeken en önemli etken. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı’na göre, İstanbul’da kiraların ortalaması 6 bin 360 liraya yükseldi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Adalet Bakanlığından bürokratlar kira ve konut krizinin çözümü için özel toplantı yaptı. Toplantıda ele alınan çözüm modellerinden birisi de Hollanda’nın uyguladığı tedbirler oldu.
Hollanda, orta sınıfı korumak için kiralara üst limit getirdi. Hollanda’da 763 Euro’ya kadar olan ve belediyeler tarafından alt gelir gruplarına sosyal konutlar, puanlama sistemi üzerinden kiralanıyordu. Şimdi bu uygulama serbest piyasadaki evleri de kapsayacak.
HOLLANDA MODELİ TÜRKİYE’YE UYGUN MU?
Peki, Hollanda modeli Türkiye’de uygulanabilir mi? CRI Türk’te Mehmet Kıvanç’ın hazırlayıp sunduğu Manşet programına katılan TÜGEM (Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği) Kurucu Başkanı Hakan Akdoğan’a göre, Hollanda modelinin Türkiye’de birebir uygulanmasının önünde bazı engeller var:
“Henüz Türkiye’de bölgelerin değer haritaları oluşmadı. Mevcut yapı stokumuzun tipleri, rayiç bedelleri, hane halkının gelirleri veya konutların net metrekare bilgilerine sahip değiliz. Böyle bir merkezi sistemimiz yok. Bu planlamayı Hollanda gibi birebir yapmak zor gibi gözüküyor.”
Hollanda modelinin Türkiye’nin tamamına olmasa bile belli bölgelerde uygulanabileceğini belirten Akdoğan, üç büyük şehirde tavan fiyat uygulamasının gündeme gelebileceğini kaydetti:
“Özellikle üç büyük şehirde Hollanda modelinde olduğu gibi belli bölgelerde bir tavan fiyat belirlemek bir sınır getirilebilir. Özellikle İstanbul’da bu denenebilir.”
HANGİ TEDBİRLER GÜNDEMDE?
Akdoğan, bakanlıkların yaptığı konut zirvesinden kiralık arzını artırmayı hedefleyen kamunun öncülük ettiği bir tedbir paketini çıkabileceğini belirtti:
“Dünyada bazı inşaat firmalarına teşvikler sağlanarak sadece kiralanmak üzere konutlar üretiliyor. Belki böyle bir teşvik paketi açıklanabilir. Şartlı destek verilecektir inşaat firmalarına. Bu uygulamanın yurt dışı modelleri de var. Belki bunu TOKİ ve belediyeler üzerinden de yapabilirler.”
Son 12 ayın Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ortalaması alınarak belirlenen kira artış oranının aslında bir tavan uygulaması olduğunu belirten Akdoğan, bu konuda yapılacak denetimlerle de kiracıların korunabileceğini kaydetti.
Akdoğan ayrıca alınacak tedbirlerin dengeleri gözetmesi ve ev sahipleriyle kiracıları aynı anda koruması gerektiğine işaret etti.
“DESTEKLER ALT GELİR GURUBU İÇİN YAPILMALI”
Akdoğan, inşaat firmalarının konut üretimindeki isteksizliğine ise şu açıklamayı getirdi:
“Döviz kurunun yükselmesi, maliyetlerin artması, maliyet hesabı yapılamaması yeni konut üretimi konusunda inşaat firmalarının gözünü korkutuyor. Frene basıyorlar veya çok da iştahlı değiller.”
Kamu öncülüğünde ve TOKİ eliyle yürütülecek projelere dikkat çeken Akdoğan, hedef kitlenin dar gelirli grup olması gerektiğini vurguladı:
“Teşvik ile destekleri orta ve alt gelir grubu için yapılacak projelerde doğru buluyoruz. Bu grubun konuta ulaşımı çok zorlaştı. Tamamen bu destekler barınma ihtiyacını gidermek üzere alt gelir grubu için yapılmalı. Bu noktada TOKİ belki çok daha önceden devreye girmeliydi. Vatandaşlarının gelirlerinin çok önemli bir bölümünü barınma ihtiyacı için harcadığı bu dönemde TOKİ’nin kesinlikle çok daha aktif bir rol oyması gerekiyor.”