Haber: Yasin Paşalı
Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, İstanbulspor, Kasımpaşa, Beykozspor, Beyoğluspor ve Feriköy. 1963-1964 sezonunda şimdiki adı Süper Lig, o dönemki adıyla 1. Lig’de Yeditepeli şehir İstanbul’u temsil eden takımlardı bunlar.
Aradan tam 38 yıl geçti ve Yeditepeli şehir İstanbul’u temsil eden takım sayısı bir kez daha 8 oldu. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, İstanbulspor ve Kasımpaşa’nın yanına bu kez Başakşehir FK, Fatih Karagümrük ve Ümraniyespor eklendi.
Yeni sezonda 19 takımın mücadele edeceği Süper Lig’de 8 İstanbul takımının yer alacak olması aynı zamanda ligdeki takımların yüzde 42’sini oluşturuyor anlamına geliyor.
İşin bir başka ilginç boyutu da İstanbul takımları 2022-2023 sezonunda deplasmanda oynayacakları 18 maçın 7'sinde şehir dışına çıkmayacak. Yine toplamda 36'şar maçlarının 18'i iç saha olmak üzere toplam 25'ini İstanbul'da geri kalan sadece 11 maçlarını ise deplasmanda oynayacaklar. Bu durum özellikle 3 büyükler dışındaki İstanbul takımlarını ekonomik anlamda da rahatlatacak. Özellikle de günümüz koşullarında…
Süper Lig’de 8 İstanbul takımın yer alacak olması beraberinde bazı tartışmaları da getirdi. Kamuoyunda “doğru dürüst seyircisi olmayan semt, ilçe vs… takımlarının Süper Lig’de ne işi var? Stadı bile olmayan takımlar Süper Lig’de” tarzında çeşitli tartışmalar yaşanıyor. Hatta spor medyasında bile bu konu iyice tartışılmaya başlandı.
3 BÜYÜKLER DIŞINDA İSTANBUL TAKIMLARI
3 büyükler olarak bilinen Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın dışındaki diğer Yeditepeli şehrin takımlarına şöyle bir göz atalım:
Başakşehir FK: UEFA standartlarında butik bir stadı ve tesisleri var ama seyircisi fazla değil. Fakat tam bir sistem içinde hareket ediyorlar. Son yıllarda lige adeta damga vurdular. Avrupa kupalarında sürekli oynamaya başladılar. Şampiyonluk bile kazandılar.
Kasımpaşa: UEFA standartlarında stadı ve tesisleri var. Çok fazla olmasa da sadık bir seyircisi var, tam bir semt takımı. Karadenizli iş insanı Turgay Ciner’e ait olan kulüp küçük bütçelerle büyük işler çıkarıyor.
Fatih Karagümrük: İstanbul’un en köklü semtlerinden ve de kulüplerden. Seyircisi de keza aynı. Süleyman Hurma ile adeta küllerinden yeniden doğdu. Kırmızı siyahlılarda bütçesinin çok üstünde bir başarısı gösteriyor. Maçlarını oynadıkları efsane Vefa Stadı artık Süper Lig standartlarında değil ve bu nedenle geçen sezon Atatürk Olimpiyat Stadı’nda maçlarını oynadılar.
Ümraniyespor: Süper Lig’e ilk kez bu sezon yükseldiler. TFF 1.Lig’de en az bütçeli takımlardan biri olmasına rağmen aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesinden mezun olan teknik direktör Recep Uçar ile birlikte büyük bir başarı kazandılar. Aslında özellikle son 5-6 yıldır kırmızı beyazlı kulüp büyük bir atılım içinde. Stadyum ve tesisler şu an için yeterli değil ama bu konuda çalışma içindeler. Seyirci sayısı bakımından da henüz istenilen düzeyde değiller.
Ve bu sezon Süper Lig’e en son yükselen takım olan İstanbulspor: Şehrin en eski ve köklü kulüplerinden. Tarihi de efsane bir kulüp. Çok fazla olmasa da kendisine has bir seyircisi var. Saha olarak da Esenyurt’taki Necmi Kadıoğlu Stadyumunu kullanıyorlar. TFF 1.Lig’in en düşük bütçeli takımlarından biri olmalarına rağmen 17 yıl aradan sonra yeniden Süper Lig’e yükselmeyi başardılar. Kulüpte tam bir kolej takımı havası var. Sahipleri de Karadenizli olan sarı siyahlılar ligde kalıcı olacaklarına inanıyorlar.
NE OLACAK BU ANADOLU KULÜPLERİNİN HALİ?
Anadolu’nun birçok köklü kulübü ne yazık ki, iyi yönetilmediği için bazıları alt liglerde bazıları ise amatör liglerde. O kadar çok borçları var ki, bu nedenle kimi takımlar transfer tahtasını açamadığı için altyapıdan oyucuları sahaya sürmek zorunda kalıyor. Türkiye’deki altyapılardan istenilen verim alınamadığı için de bu takımlar adeta başarısızlığa mahkûm oluyor.
Gönül Süper Lig’de; Bursaspor’u, Eskişehirspor’u, Kocaelispor’u, Sakaryaspor’u, Samsunspor’u Orduspor’u, Erzurumspor’u Denizlispor’u, Diyarbakırspor’u, Malatyaspor’u, Elazığspor’u, Mersin İdman Yurdu’nu ve daha birçok Anadolu kulübünü görmek istiyor ama eskiden iyi yönetilmedikleri için bugün bu kulüpler adeta bunun ceremesini çekiyorlar.
Bu sezon TFF 1.Lig’den Süper Lig’e yükselen Ümraniyespor ve İstanbulspor’un bütçesi, TFF 1.Lig’den TFF 2.Lig’e düşen Bursaspor ve Kocaelispor’dan çok daha azdı. Peki, hata az bütçe ile çok iyi iş çıkaran stadı ve seyircisi yeterli olmayan Ümraniyespor ve İstanbulspor’un mu yoksa milyonlarca nüfusa, büyük imkânlara, stada ve seyirciye sahip olan ama yine de 2.Lig’e düşen Bursaspor ve Kocaelispor’u yönetenlerde mi? Kabahat bütçelerine ve imkânlarına göre büyük işler başaran Kasımpaşa ve Karagümrük’ün mü yoksa Eskişehirspor’u, Mersin İdman Yurdu’nu, Malatyaspor’u, Elazığspor’u, Denizlispor’u ve diğer birçok Anadolu kulübünü bu hallere düşürenlerde mi?
Şunu kabul edelim; futbol oyun sistemi gibi futbolu yönetme sistemi de artık değişti. Çağa ayak uyduranlar ayakta kalacak. Diğerleri ise maalesef küme düşecek.
“Bir musibet bin nasihatten iyidir” atasözü misali umarız Anadolu kulüpleri bu durumdan bir vazife çıkarırlar ve İstanbul kulüplerinin başarılarından çok daha fazlasını başarılar ve de eskisinden çok daha iyi yerlere gelirler. Buna her şeyden çok Anadolu insanının ve de Türk futbolunun ihtiyacı var.
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINDA SÜPER LİG’DE KAÇ İSTANBUL TAKIMI OLACAK?
İstanbullu Süper Lig için bir hatırlatma yapalım. 18 takımın mücadele ettiği 1963-1964 sezonunda 8 İstanbul takımından üçü Beykozspor, Beyoğluspor ve Kasımpaşa küme düşmüştü. Bakalım, bu sene 4 takımın küme düşeceği ligde Yeditepeli şehirden takım düşecek mi?
Öte yandan TFF 1. Lig’de iyi bir yapılanma ile adeta proje takım kimliği içinde olan Eyüpspor, Tuzlaspor ve Pendikspor’dan oluşan İstanbul takımlarından gelecek sezon Süper Lig’e yükselen olacak mı?
Ve bakalım, 18 takımın mücadele edeceği Cumhuriyetimizin 100. yılında 2023-2024 sezonunda Süper Lig’de kaç İstanbul takımı olacak?