Xinhua / Guo Yage
Beyaz Saray, Pazartesi günü sözde “Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi’ni (IPEF)” başlattığı zaman yalanlarına bir yenisini daha ekledi. ABD Başkanı Joe Biden Japonya ziyareti sırasında, IPEF’in Asya’yı “zirveye” çıkaracağını ve “Dünyadaki tüm insanlara ulaştıracağını” söyledi. Ancak Biden ve yönetiminin bölge ülkelerini bu girişime katmak için sunduğu büyük vizyonlar ne olursa olsun, Washington’ın bölünme ve tecrit planı yapma, bölgesel istikrara zarar verme ve ABD egemenliğini sürdürme konusundaki kötü niyetlerini gizlemeyecek.
Washington’ın IPEF aracılığıyla bölgenin “kapsayıcı” büyümesini destekleyeceği sözü bir yalandır. Kapsayıcılık tüm bölge ülkelerine, girişimle ilgili fırsatlara ve kaynaklara eşit erişim sağlanması anlamına gelmektedir. Fakat Washington’ın tasarladığı IPEF, daha ilk günden beri bölge ülkelerinin çoğunun en büyük ticaret ortağı olan ve bölgesel istikrar ile gelişmeye en büyük katkıyı veren Çin’i dışladı. Washington, Çin’i tecrit etmekten daha fazlasını kastetti. IPEF’i tasarlamanın gerçek fikri, Çin’i kontrol altına almak için ABD liderliğindeki diğer bir özel ekonomik blok oluşturmaktır.
Beyaz Saray şubat ayında açıkladığı bilgi notunda, IPEF’i, “Çin ile rekabet” gibi “acil sorunların üstesinden gelerek” bölgede “Amerikan liderliğini yeniden oluşturmanın” daha büyük çabasının bir parçası olarak tanımladı. ABD’li 52 senatör, geçen hafta Biden’a gönderdikleri mektupta, Amerika’nın “Çin ile etkili biçimde rekabet etme yeteneğini” desteklemek için IPEF’i kullanması çağrısında bulundu. Soğuk Savaş düşüncesi, blok zihniyeti ve egemenlik anlayışıyla Washington yönetimi, Çin’in hızlı gelişimi ve diğer Asya ülkeleriyle durmadan yakın ilişkiler geliştirmesine öfkeleniyor.
IPEF, “KAZANÇ SAĞLAMAYAN BİR EKONOMİK ANLAŞMA”
Amerikan Girişim Enstitüsü’nün işaret ettiği gibi, ABD, bölgesel ticaret gündeminde geriye düştüğünü, Asya stratejisinde büyük bir boşluk bıraktığını düşünüyor. IPEF, bu yüzden, Washington’ın bölge ülkelerini taraf seçmeye zorlayarak, Çin’den kopmalarını teşvik ederek ve normal bölgesel ekonomik düzeni bozarak, bölgedeki uzun süreli hâkimiyetini sürdürmek adına kendi jeopolitik ve ekonomik hedeflerine hizmet etmesi için yeni bir silah olarak yaratıldı. Aynı zamanda herkesin çıkarına olduğu iddia edilen IPEF, bölgedeki ekonomik büyümeye hemen hemen hiç olanak sağlamayan “Önce Amerika” fikrinin başka bir versiyonudur. Foreign Policy dergisinin bir makalesinde denildiği gibi, IPEF, “sadece acı veren, bir kazanç sağlamayan bir ekonomik anlaşmadır”.
Gümrük tarifesi engellerini kaldırmak ve daha fazla yatırım sözü vermek, Washington’ın birçok Asya ülkesine gerçek fayda sağlamak için sunabileceği katı taahhütler asla IPEF’de yer almadı. Bunun yerine kandırma girişimi ve umutsuz bir tekrarlamayla Washington, bölge ülkelerinin dikkatini kendi çıkarlarına hizmet etme isteksizliğinden uzaklaştırma ve mevcut bölgesel ekonomik iş birliği yapısını bozmak, giderek artan bölgesel bütünleşmeye zarar vermek ve bölgede mutlak ekonomik hâkimiyeti sağlamak amacıyla bulanık sözlerle onların beyinlerini yıkama girişiminde bulundu. Dahası, Washington devamlı “ortakları” olarak adlandırdığı bölge ülkelerine en küçük bir samimiyet ve saygı göstermedi. IPEF geçen yıl ilk olarak gündeme geldiğinde Washington, sadece Amerika’nın değerlerini ve kurallarını destekleyen bölge ülkelerini davet edeceğini açıkça ortaya koymuştu. Bundan hareketle, medyaya yer alan haberlere göre, ABD, Myanmar, Kamboçya, Brunei ve Laos gibi bazı Güneydoğu Asya ülkelerini davetli listesinden çıkardı.
IPEF’in dijital ekonomi, iş gücü, piyasa denetimi, çevre koruma ve yolsuzlukla mücadele alanlarında açıkladığı standartlar, bazı bölge ülkelerinin iç hukuku ve hatta uluslararası sözleşmeler tarafından belirlenenlerden çok daha yüksektir. Uygulanırsa bu girişim, katılımcı ülkeleri Washington’ın tek taraflı olarak belirlediği kurallara uymaya ve sadece ABD’nin çıkarlarına hizmet etmek için iç ekonomik politikalarını değiştirmeye zorlayacak.
ABD’NİN ÇIKARLARINA HİZMET EDEN EKONOMİK POLİTİKALAR
Girişimin eşitsizliği onay sürecinde de gün gibi ortadadır. Washington, IPEF’i başkanlık emrine dayandırmayı ve Kongre’nin onayını atlamayı seçerken, diğer katılımcı ülkelerden katılım için bütün yasal süreçleri tamamlamasını istedi. Bu şekilde Washington, istediği zaman çok az bir sonuçla verdiği taahhütlerinden vazgeçebilir. Ne yazık ki IPEF, Washington yönetiminin, Çin’i tecrit etme ve egemenliğini sürdürme planında bölge ülkelerini piyon olarak kullanmada başka bir nafile girişim olacak. Son on yıllar boyunca bölge, bölge ülkelerinin ortak çabalarının yarattığı barışçıl ve sağlam kalkınma başarılarına ve ivmesine tanıklık etti. Asya’da, 2021 yılındaki yüzde 6,3 oranındaki büyüme Covid-19 salgını sırasında kolayca ortaya çıkmadı, bölge ülkelerinin ve halklarının sıkı çalışmasının hakkını teslim etti.
Küreselleşme ve serbest ticareti tam olarak benimseyen bölge, kazan-kazan iş birliği platformları oluşturdu ve bölgesel ticaret ile yatırımın daha iyi serbestleştirilmesi ve kolaylaştırılmasından faydalandı. Gerçekten, bölge ülkelerinin çıkarları, büyük kayıplarla karşı karşıya kalmadan ayrılamayacakları için son derece iç içe geçmiştir. Bunun çok iyi farkında olan birçok makul kimse, Washington yönetiminin aldatma girişimini reddetti. ABD Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin yakın tarihli bir raporu, bazı Asya ülkelerinin zaten, IPEF’in, “samimi ve üzerinde düşünülmüş ekonomik siyasi bütünleşme girişiminden ziyade, öncelikli olarak Çin’e karşı koymayı amaçlayan siyasi girişim” olduğu yönündeki endişelerini ifade ettiğini gösterdi.
İyi bir ekonomik girişim kalkınmayı ön planda tuttuğu, karşılıklı çıkarı gözettiği ve açık, kapsayıcı ve eylem odaklı olduğunda herkes tarafından memnuniyetle karşılanır. Kötü bir ekonomik girişim ise ekonomik ayrışma, teknolojik engelleme ve endüstriyel bozulma yarattığı ve tedarik zinciri krizini ağırlaştırdığı için başarısız olmaya mahkûmdur. IPEF’in ne olduğu daha net olamazdı.