CGTN / Jon Creyts
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 27. Taraflar Konferansı (COP27) Afrika’ya dönüyor. Küresel liderler iki hafta boyunca iklim değişikliği sorununu ele almak ve karbondioksit emisyonlarını azaltmak amacıyla ulusal olarak belirlenmiş katkıları yeniden görüşmek üzere Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentine akın edecekler. Bu yıl Afrika’da stratejik olarak yapılacak etkinlikle birlikte COP27, enerji erişimi, uyum, dayanıklılık ve iklim finansmanı konularını tartışmaların merkezine koyarak Küresel Güney’in ihtiyaçlarına öncelik verecek.
COP27 bağlamında, iklim değişikliğinin Asya’da musonlara, Pakistan’da yıkıcı sellere, Afrika’da zorunlu göçe ve Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) kentleri yıkan kasırgalara yol açtığını görüyoruz. Dünya Meteoroloji Örgütü, küresel ısınmanın gelecek beş yılda yaklaşık yüzde 50 olasılıkla geçici bile olsa 1,5 santigrat dereceyi aşmasının muhtemel olduğuna dair çok çarpıcı bir bilgi verdi. Bütün bu kritik eşikler beklenenden çok daha hızlı gerçekleşiyor.
İklim sıkıntısı eğilimini değiştirecekse enerji dönüşümünün tüm dünyayı kapsamı gerektiğini biliyoruz. COP27 bu belirleyici on yılda kritik bir anda geliyor ve gelişmekte olan ekonomiler dönüşüm için önemlidir. Doğal felaketler, ekonomik gerilemeler ve kamu sağlığı konusundaki sağlamlık, enerji dönüşümünün hak ettiği ilgiyi görmeyen kritik bir yönüdür. Uluslararası kalkınma ve iklim toplumları arasında köprü kurarak, görüşme fosil tabanlı enerji sistemlerinin dağıtılmış yenilenebilir tabanlı sistemlere dönüşümünün Afrika, Güneydoğu Asya ve savunmasız ada ülkelerinde nasıl sağlamlık oluşturabileceğine odaklanabilir.
KÜRESEL GÜNEY’DE İKLİM UYUMU
COP27’de önemli bir bölüm, Küresel Güney’de iklim uyumu ve dayanıklılık için finansmanın kilidini açmak ve sürecin bilimsel, ihtiyaç temelli ve adil olmasını sağlamak olacaktır. Tahminler, iklim değişikliğinin en kötü fiziksel etkilerinden kaçınmak amacıyla küresel ekonomileri dönüştürmek için gelecek on yılda 32 trilyon dolar ve 2050 yılına kadar 125 trilyon dolar tutarında yatırımı harekete geçirmemiz gerektiğine işaret ediyor. Özel aktörler, küresel olarak bu finansmanın yüzde 70’i kadarını sağlayabilir, bu yatırımcılar için büyük fırsatlar yaratabilir.
Küresel Güney piyasası ekosisteminde siyaset yapıcılardan, düzenleyicilerden ve kamu hizmeti operatörlerinden, finansörlere, proje geliştiricilere ve daha fazlasına kadar on binlerce yetenekli, becerikli profesyonellere ihtiyacımız var. Küresel işgücü, enerji dönüşümünün sonuca ulaşmasında uygulama adımlarını atmak için artan kapasiteye ihtiyaç duyuyor. Rocky Mountain Enstitüsü (RMI), Küresel Güney’de enerji liderleri için teknik eğitim, kritik karar alma ve yerel yenilenebilir enerji projelerine uzman desteğiyle bağlantılı bir burs sağlayan Enerji Dönüşümü Akademisi aracılığıyla bu soruna çözümler sunuyor.
Radikal uygulamaları desteklemek için on binlerce profesyonelin becerisini geliştirmenin yanı sıra 2030 yılı iklim hedeflerine ulaşmak amacıyla ölçek ve hız bazında enerji dönüşümüne olanak sağlamak için politika ve düzenleyici ortamlar oluşturabilecek uzmanlara ihtiyacımız vardır. Afrika Düzenleme Okulu yoluyla Enerji Dönüşümü Akademisi milyonlarca kişinin elektrifikasyonunu desteklemeyi isteyen 30 Afrika ülkesindeki düzenleyiciler için bilgiyi geliştirme, öğretme ve yaymak için ortaklarıyla çalışıyor.
ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ
Etiyopya ile Nijerya’da RMI, verimli talep teşviki ve tarımda enerjinin verimli kullanımının faydalarını etkili bir şekilde test ediyor ve gösteriyor. Pazar odaklı çözümler sağlamaya ve elektrifikasyon ile tarımsal kalkınmayı ayıran siloları kopararak, daha temiz, daha verimli enerji üretirken ekonomik kalkınmayı hızlandırabilir ve kırsal geçim kaynaklarını iyileştirebiliriz. Kaynakları yetersiz olan ülkelerin, küçük bir kamu kaynağına erişmek için bürokrasiyi aşması gereken eski bir kalkınma modeli, enerji sistemleri ve ekonomilerini iklim uyumlu hale getirmede, böylece aynısını yapmak için diğerlerine ilham veren ve onlar için cazip olan dönüşüme öncülük eden bu ülkeleri değiştirmelidir. Yerel yaklaşımlar yoluyla iklim konusunda liderlik etmesi için yerel aktörleri desteklemek, iklim finansmanını harekete geçirmek ve Küresel Güney’in ihtiyaç duyduğu temiz, esnek projeleri ölçeklendirmek için tek umuttur.
Bunlar özel sektör ve hayırsever desteği liderliğinde Afrika genelinde umut verici ilerlemeler olsa bile, Şarm El-Şeyh’te bütün gözler finansman sonuçlarına ve zengin ülkelerin en savunmasız ülkeler için uyum çabalarını desteklemeyi kabul edip etmeyeceğine odaklanacak. V20 ülkelerinden (27’si Afrika ve Orta Doğu’dan olmak üzere 58 iklime duyarlı ekonomiler) bakanlar 20 yıllık etkilerin ülkelerine maliyetinin 525 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor.
Afrika Kalkınma Bankası’na göre, Afrika ülkelerinin iklim değişikliğinin etkileri yüzünden kaybı yıllık Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYİH) yüzde 5 ile yüzde 15’ine denk düşüyor. Danimarka yakın zamanda, en savunmasız ülkelere “kayıp ve zarar” tazminatı önermeyi kabul etse de bu neredeyse yetersizdir. ABD, Avrupa Birliği’nin (AB) yanı sıra Güney’den Çin ile Hindistan gibi büyük oyuncular enerji dönüşümünün gerçekten eşit ve adil olmasını sağlamak için gidişatı bütünüyle değiştirebilir ve COP27 bunun yapılması için önemli bir andır.