CGTN / Jonathan Arnott
Avrupa Birliği (AB) enerji kriziyle, özellikle de gaz sıkıntısıyla karşı karşıya bulunuyor. Eski bir atasözünde denildiği gibi: “Bir ağaç dikmek için en iyi zaman 20 yıl önceydi. İkinci en iyi zaman şimdidir.” Aylar ya da yıllar önce bir dizi adım atılabilirdi, ancak geçmişe odaklanmanın ve geçmişe dönmeye çalışmanın hiçbir anlamı yok.
Her ülkenin öyle ya da böyle, fosil yakıtlara bağlılığını sona erdirmek ve bunun yerine yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak için uzun vadeli bir stratejisi vardır. Ancak şimdilik, her yenilenebilir enerji kaynağının sorunları bulunmaktadır. Sorun açık açık şudur ki, ulusal elektrik şebekeleri için yeterli elektriği depolamada gerekli ölçekte elektriği depolama kapasitesine henüz sahip değiliz. Elektrikli araba pilleri, küçük ölçekte depolama, şimdiden lityum fiyatını yüzde 400 oranında artırdı.
GÜNEŞ ENERJİSİ KULLANIMININ ARTMASI DOĞAL GAZ İHTİYACINI ORTADAN KALDIRAMAZ
Güneş enerjisi kullanımının artması memnuniyet verici olmalıdır fakat güneş enerjisi doğası gereği kesintili olduğu için şu anda doğal gaz ihtiyacını ortadan kaldıramaz. Rüzgâr enerjisi üretimi de aynı sorunun sıkıntısını çekmektedir, ancak daha büyük ölçüde (en yüksek talep, rüzgârın en az olduğu zamanlarla ilişkili olan özellikle sıcak ve soğuk günlerde olma eğilimindedir). Nükleer enerji konusundaki tartışmaların doğruları ya da yanlışlarına bakılmaksızın, yeni nükleer santraller kurmak uzun vadeli bir süreçtir. Beğenin ya da beğenmeyin kısa vadede, kömür, petrol ve doğal gaza bağımlıyız. Öyle ya da böyle onları elde etmeye ihtiyacımız var. Batılı ülkeler, özellikle doğalgazda ve özellikle Rusya-Ukrayna çatışması ışığında zor seçimler yapmak zorundalar.
Bu bağlamda, Avrupa Komisyonu bütün Avrupa ülkelerinin gelecek iki yılda doğal gaz tüketimlerini yüzde 15 oranında kesmesini gerektiren acil durum planı önerdi. “Acil durum” yetkilerini kullanarak, hiçbir ülkenin teklif üzerinde veto yetkisi olmayacak. Teklifin geçmesi yalnızca nitelikli çoğunluğu gerektiriyor: AB üyesi 27 ülkenin 15’i AB nüfusunun en az yüzde 65’ini temsil ediyor. Özellikle AB’nin güneyindeki ülkelerden gelen büyük muhalefet dikkate alındığında, önemli değişiklikler ve uzlaşma bekliyorum. Başlık ve gerçek, aslında talebi azaltmak karmaşık olduğundan örtüşmeyecek.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya’nın “doğal gazı bir silah olarak kullanarak” AB’ye şantaj yaptığına inanıyor. Ancak bu AB ve Rusya arasındaki vekâlet savaşının doğal bir tırmanışıdır. Rusya Ukrayna ile çatışmaya odaklandı. AB, buna Ukrayna’ya silah, teçhizat ve para desteğiyle, Rusya’ya ekonomik yaptırımlar uygulayarak tepki verdi ve sonuç olarak Rusya, Avrupa’ya doğal gaz ihracatına sıkı kontrollerle karşılık verdi.
ARZI ARTIRMAK KOLAY DEĞİL
AB, Rusya’nın Ukrayna’daki “özel askeri operasyonunu” eleştirebilir, ancak yaptırımlara yaptırımlarla karşılık verdiği için Rusya’yı akla uygun bir şekilde eleştiremez. AB’nin Rusya’ya karşı yaptırımlar paketi, Rusya’nın ekonomisi ve savaşı sürdürme becerisine azami zararı vermek için tasarlandı. Rusya’nın bu durumda yanıtı tamamıyla aynısını yapma arayışıdır. AB ekonomiyi ve finansal sistemi silah olarak kullanıyor. Rusya da doğal gazı silah olarak kullanıyor.
Sorun, arzı artırmanın kolay olmamasıdır. Avrupa için ek doğal gaz ithalatı konusunda daha fazla basit çözüm yoktur. Yapılabilecek her şey (Almanya’daki Federal Yer Bilimleri ve Doğal Kaynaklar Enstitüsü’ne göre, Avrupa’nın kaya gazı rezervleri geleneksel doğal gaz rezervlerini aştı) zaten yapıldı. Özellikle Avrupa, çevresel endişeler yüzünden kaya gazı kullanımına direniyor. Bu tür kaygılar en azından belirli ölçüye kadar anlaşılabilir, ancak jeolojik nedenlerle sığ yerden çıkarma ile Avrupa’da derin kaynakların çıkarılması arasında büyük fark vardır.
Kolay olmayan yanıtlarla Avrupa bir seçim yapmalıdır. Rusya açıkçası AB’nin Ukrayna konusundaki kararlılığının, yılın sonuna kadar doğal gazı karneye bağlayacak hale gelmesi durumunda zayıflayacağını umuyor. Rusya’nın doğal gazıyla ilgili mevcut durum, tüketimde önerilen kısıtlamalara rağmen devam ederse, muhtemelen AB, ilkeleri ve refahı arasında zor bir seçim yapmak zorunda kalacak.