China Daily / Chen Weihua
G7 liderlerinin Almanya'nın Bavyera Alplerinde yeni biten zirvelerinde ilan ettikleri Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı (PGII), boş söylemi ve Çin’in liderliğindeki Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ne “rakip olma” iddiasıyla hemen alay konusu oldu.
G7 liderleri Bavyera Zirvesi’nde 2027’ye kadar PGII için 600 milyar dolarlık kamu ve özel fon ayırma sözü verirken, Biden bunun 200 milyarını karşılama sözü verdi. Ama hiç kimse bu paranın nereden geleceği konusunda bir ipucuna sahip gibi görünmüyor. Biden için, kendi ülke içi “Daha İyi Bir Dünyayı Yeniden İnşa Et” planını Senato’dan geçirmekte başarısız olduğu dikkate alınırsa, PGII için ABD Kongresi tarafından onaylanmış bir fon alması düşünülemez. Barack Obama yönetiminde ABD ticaret temsilcisi yardımcısı olan Wendy Cutler bile “G7 nihai açıklamadaki sözler yerine daha somut, olumlu eylemler yapsaydı, grup daha etkili ve uygun biçimde yolunda ilerlerdi” demekten kendini alamadı.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN DAHA FAZLA ALTYAPI PROJELERİNE İHTİYACI VAR
Gözlemciler PGII'nın bunların gelişmekte olan ülkelerde en çok ihtiyaç duyulan tesisler olmasına rağmen, yol, köprü, tren yolu ve elektrik santralları gibi en temel altyapı projelerini içermediğini fark edeceklerdir. PGII sağlık ve sağlık güvenliği, sayısal bağlantılılık, cinsiyet eşitliği ve eşitlik ve iklim ve enerji güvenliği ile sınırlı. Bu yüzden, eğer herhangi bir yol ve köprü yapmayacaklarsa, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın geçen hafta söylediği gibi, ABD ve diğer G7 üyesi devletler “Çinlilerin önerdiği şeye nasıl bir alternatif” sağlayacaklar?
Çin G7’nin fiilen böyle alt yapı tesisleri kurma konusunda iyi bir örnek oluşturduklarını görmek için memnuniyetle bekliyor olacak. Ayrıca Asya, Afrika, Latin Amerika ve Okta Doğu’nun gelişmekte olan ülkeleri de bekliyor olacaklar. Üzücü gerçek ise G7’nin bu gerçek altyapı projelerini pas geçecek olmasıdır. Gelişmekte olan ülkelerin daha fazla altyapı projelerine ihtiyacı var, ne kadar çok o kadar iyi. Dolayısıyla, altyapı girişimlerinin asla büyük güçler arasında sıfır-toplamlı bir rekabet olmaması gerekir. Bu nedenle Avrupa ülkeleri ABD'nin güçlü muhalefetine rağmen 2015’te Asya Altyapı Yatırım Bankası’nın açılmasında Çin’e katıldı.
G7’nin tek amacı Çin’e karşı koymak,
G7’nin 600 milyar dolarlık hedefine 2027’de ulaşmasını ümit ediyorum. Ama bu yine de 2013’den bu yana bütün dünyada bağlantılılığı inşa eden geniş Kuşak ve Yol Girişimi’nin yanında küçük kalacak. Bu nedenle Asia Sentinel’in genel yayın yönetmeni ve uzun süredir Çin’i izleyen John Berthelsen çarşamba günü PGII’nın “çük küçük, çok geç” olduğunu yazdı ve “projelerin yüzeysel bilgisinin Beijing'in geniş altyapı yatırı karşısında sönük kaldığından” yakındı. Sadece PGII hayal kırıcı değildi -yeni şişedeki eski bir şarap gibi. Bu haftaki G7 Zirvesi de sadece boş sözlerin söylendiği bir forumdu.
Demokratlardan yana olma eğilimi gösteren yeni bir internet sitesi olan Politico, iklim değişikliği ile mücadeleden, Rusya-Ukrayna çatışmasının sona erdemine yardım etmeye ve gıdı krizini hafifletmekten enerji fiyatlarındaki yükselişi durdurma ve yüksek enflasyonu azaltmaya kadar kilit sorunlarda hiçbir ilerleme sağlanmağı şeklinde, zirve hakkında nadir görülen bir eleştiri yaptı.
Çin ve G7’nin, gelişmekte olan dünyanın yararına altyapı inşasında karşılıklı güçleri bakımından birbirlerinden öğrenecek çok şeyleri var. Ama G7’nin tek amacı Çin’e karşı koymak, Kuşak Yol İnisiyatifi’ni zayıflatmak ve Çin’in gelişmekte olan ülkelerdeki altyapı projelerini sabote etmek ise, o zaman G7 sonuçta sadece hem Çin hem de yardım etme vaadinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarına karşı çalışıyor olacaktır.