CRI Türk Dış Haberler Servisi
Avrupa Birliği’nin (AB) taşıyıcı kolonları arasında yer alan Fransa ve Almanya arasındaki uzlaşmazlıklar artık gizlenmiyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ile Almanya Başkanı Olaf Scholz, Paris görüşmelerinin ardından önceden duyurulmasına rağmen ortak basın toplantısı düzenlenmedi.
Tarafların basın toplantısı düzenlememesi sorunların üstü kapalı biçimde ilanı ve bürokratik küçümseme bir diğer ifade ile “muhatap almama” olarak kabul ediliyor. Son olarak Macaristan Başbakanı Victor Orban Berlin’i ziyaret etmiş, Scholz ve ekibi benzer bir tavırla ortak basın toplantısı düzenlenmeyeceğini açıklamıştı.
KRİZİN ŞİFRESİ ENERJİDE SAKLI
Paris ve Berlin arasındaki uzlaşmazlığın başında enerji krizine verilen yanıt geliyor. Rusya’nın Ukrayna’ya harekâtı sonrası Rus doğal gazını tedarik etmeyen Avrupa kendi içinde de organize olamamıştı. Almanya’nın ortak çabalardan ziyade ülke içinde 200 milyar dolarlık yardım paketi Fransa tarafınca AvB’nin kolektif çabasına aykırı olarak değerlendirilmişti.
Fransa’nın Le Figaro gazetesi konuya ilişkin yayımladığı yazıda Almanya’nın aynı zamanda Fransa’nın nükleer enerji projesine meydan okuduğunu anımsatarak “Doğal gaz ve doğal gaz boru hatları ya da nükleer enerji konusunda Almanya’nın politikaları büyük enerji tedarikçilerimiz (ve dolayısıyla evlerimizle işletmelerimiz) için tehlike teşkil ediyor.” ifadelerini kullanmıştı.
FRANSA AVRUPA ORDUSU PEŞİNDE
Fransa ve Almanya arasındaki ihtilaflar savunma konusunda da devam ediyor. Berlin yönetimi “Avrupa Sema Anlaşması” kapsamında, hava savunma sistemlerinin Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) temin edilmesi kararını almıştı. Buna karşın Paris yönetimi Almanya’nın aldığı kararın Avrupa’nın “stratejik özerkliğe” zarar vereceğini düşünüyor.
Almanya’nın Handelsblatt gazetesini durumu “Fransa’nın tahayyülünde, silahlanma alanında otonom becerilere sahip bir Avrupa savunma topluluğu var. Almanya’nın güvenlik anlayışında ise transatlantik bir bakış açısı söz konusu.” ifadeleri ile özetledikten sonra “Farklılık demek felaket demek değil, Fransa-Almanya ilişkilerinin kökleri sağlamlığını koruyor. Buna karşın ilişkilerin yeni bir zemine oturması şart. Düstur şu olmalı: daha az romantizm, daha fazla gerçekçilik.” değerlendirmesinde bulundu.
Finacial Times de konuya ilişkin yayımladığı makalede, Paris ve Berlin arasındaki çekişmelerin son bulması gerektiğini savunarak şunları kaydetti:
“Pragmatik ve teknokratik Scholz ile idealist Macron arasındaki usul farklılıklarına rağmen, müşterek bir zemin bulabilmek için yeterince hareket alanı mevcut. Almanya Şansölyesi, ağustos ayında ‘jeopolitik’ ve ‘egemen’ bir Avrupa çağrısı yaptığı konuşmada, büyük bir vizyondan ziyade kurumsal reformlara atıfta bulunsa da Fransa Cumhurbaşkanı’nın favori konularına değinmişti. AB’nin nasıl işlemesi gerektiğinin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Buna karşın bugün Avrupa Birliği, Ukrayna savaşının başından bu yana en zorlu sınavlarıyla karşı karşıya olduğundan, Avrupa’nın tam olarak işler durumda olabilmesi için bu Alman-Fransız motoruna ihtiyacı var.”