NATO’nun Madrid Zirvesi ile ilgili açıklamada bulunan İlter Turan, İsveç ve Finlandiya’nın üyelik başvurularının bu zirve süresince sonuçlanmayacağını ifade etti.
Müzakerelerin uzamasının yüksek ihtimal olduğunu belirten Turan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bu iki ülkenin üyeliğini engelleyen özellikle Finlandiya’nın Türkiye’nin endişeleri karşısında duyarsız davranması. İsveç ve Finlandiya Türkiye’nin şikâyetlerini göz önüne alarak değişik tedbirler aldıklarını işaret ediyorlar ama samimi bir pozisyon değişikliğine henüz şahit olmadık. Bunun en canlı örneği İsveç başkentinin PKK propagandasına sahne olmasıdır. Yetkililere göre, geç saatte olmuştur, bilgileri dışındadır. Ben bunun inandırıcılıktan çok uzak olduğunu tahmin ediyorum. İsveç fikir özgürlüğü dâhilinde bunların olabileceğine işaret ediyor. Fikir özgürlüğü teröristlerin propaganda yapma özgürlüğünü kapsıyor mu, ben bundan emin değilim. Aynı durum Türkiye’de olsaydı eminim ki, İsveç de bir alınganlık sergileyecekti.
TÜRKİYE’NİN ONAYI GÜÇLEŞİYOR
İsveç kendi taraflarından bir özveride bulunmadan Türkiye üzerine gelecek baskılar dolayısıyla üyelik sorununun aşılabileceğini bekliyor. El altından Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Türkiye’yi ikna etmesi için çok gayret göstereceğini tahmin ediyorlar. Ama Türkiye’yi bir oranda tatmin edici adım atılmadan Türkiye’nin pozisyonunu değiştirmesi giderek güçleşmektedir.
NATO’nun karar alma biçimine baktığınız zaman İsveç’in Türkiye’nin rıza olmadan NATO’nun üyesi olması mümkün değil. NATO’nun diğer üyeleri belki çeşitli formüller geliştirerek İsveç’in savunma iş birliğini mevcut halinden çok daha ileriye götürebilir. Bunların hangi formüller olabileceğini peşinen bilmek mümkün değil.
İttifak içinde Türkiye’yi memnun etmeyecek tavırlar çıkabilir. Örneğin, NATO’nun 70. yıl kutlamalarına Kıbrıs Rum yönetimi Türkiye’ye danışılmadan davet edilmişti. Onlar da geleceklerini bildirdiler, davet geri çekilmeyince Türkiye, NATO’nun 70. yıl kutlamalarına katılmadı, Kıbrıs Rum yönetimi ise katıldı.
İTTİFAK ÜYELERİNİN GÜVENLİK ENDİŞELERİ BİRBİRİYLE EŞ DEĞERDE DEĞİL
İttifak sistemi içinde bazıları Türkiye’yi haklı bulabiliyorlar bazıları da Türkiye’yi haklı bulmuyorlar. Bu ikili oynamak değil, ittifak içindeki görüş ayrılıklarının ortaya çıkmasıdır. İttifak üyelerinin güvenlik endişeleri birbiriyle eş değerde değil. Örneğin, Polonya’nın güvenlik endişeleriyle Fransa’nın güvenlik endişelerini karşılaştırmak olmaz. Fransa’nın tuzu kuru. Böyle olunca güvenlik konusunda her biri farklı görüşler öne sürebiliyorlar. Baltık Denizi’nin güvenliği açısından Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmaları isabetli olabilir ancak hiçbir bedel ödemeden katılmalarının mümkün olmadığını kendilerinin anlamaları gerekir.
Rusya-Ukrayna çatışmasında Türkiye iki taraf arasındaki çatışmayı yumuşatıcı bir yol bulmaya çalışıyor. Rusya ile yakın iktisadi ilişkiler var, güvenlik ve gelecekteki iktisadi ilişkiler açısından da Ukrayna ile yakın ilişkiler var. Ukrayna’nın Karadeniz’de limanının kalmaması Türkiye açısından rahatsız edicidir. Bütün Kuzey Karadeniz’in Rusya’nın kontrolünde olmasını Türkiye de arzulamaz. Türkiye iş birliği yaparken diğer yandan da kendi güvenliğini dengeler tutturarak sağlamaya çalışıyor.”