CGTN
Eski İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak hafta sonu mevcut Dışişleri Bakanı Liz Truss’u Çin’in “teknolojimizi çalmasını ve üniversitelerimize sızmasını” sağlamakla suçladı. Truss, Sunak’ı Çin üzerine yumuşak biri diye tanımlamıştı. Truss’un müttefiklerinden biri “Rishi’nin daha çok güvercin kanadındayken” Truss’ı “partinin şahin kanadında olmakla” suçlamıştı ve “bu bizim için biraz zafer gibi” demişti.
Bu çok tanıdık bir siyasi tiyatro. Birçok Batılı siyasetçi, Çin’e karşı kararlı savaşçılar olduklarını iddia ederek ülkelerinde Çin karşıtı duyguların üzerinde hareket ediyor ve rakiplerine karşı külhanbeylik yapıyorlar. Bazı çevrelerde “Çin’e karşı sert olmak” parti çizgisi. Aksine yönelik herhangi bir işaret ya da hatta pragmatik bir yaklaşımdan bahsetmek ulusal güvenliği tehlikeye sokmakla suçlanmasına ve adayın siyasi olarak gözden düşmesiyle sonuçlanır.
Eğer bu İngiltere seçim siyasetinde bir kural ise, hem Sunak hem de Truss bunu ihlal etmekten suçlu. 2014’de Truss Konfüçyus Enstitüsü’ndeki bir konferansın açtı -Sunak’ın “sızma” nedeniyle kapatma sözü verdiği aynı enstitü- ve “bütün Konfüçyus sınıflarına geleceklerinde iyi şans diledi. Sunak ise bir yıl sonra yaptığı bir konuşmada Çin’in “nüans eksikliğini” tartıştığını ve İngiltere'nin Çin ile “güvenli, karşılıklı yararlı bir şekilde” ekonomik ilişkiler sürdürebileceğini söyledi. Şimdi hanımefendi Çin’e ekonomik pratikleri ve toprak iddiaları nedeniyle saldırırken beyefendi Çin’in İngiltere'ye yönelik “en büyük uzun dönemli tehdit” olduğunu ileri sürüyor.
ÇİN, İNGİLTERE'NİN ÜÇÜNCÜ BÜYÜK TİCARİ ORTAĞI
Batılı siyasetçilerin sert konuştuklarını ama yumuşak davrandıkların görüyoruz. Görevde iken sürdürülen politikaların seçim kampanyalarında ileri sürülenlerden büyük ölçüde farklı olduğunu gördük. Ve geçmişte sık sık kampanya söylemleriyle iç siyaset manevralarına saydık ve işbaşına gelen liderlere profesyonel ve pragmatik bir bakış açısından devlet adamı olarak davrandık. Eğer Sunak ve Truss bu rutinin kendini tekrar edeceğine güveniyorlarsa, bir daha düşünmeleri gerekir. Bugün durum çok farklı. Batı’daki Çin karşıtı duygu normal ekonomik ve kültürel ilişkileri bozdu. Ukrayna Savaşı küresel ekonomik istikrarı daha fazla zorluyor ve bütün dünyada gerginlikleriz artırıyor. Ülkeler arasındaki güven bütün zamanların en düşük seviyesindeyken çatışma ve savaş eğilimi revaçta.
Downing Sokağı 10 numara İngiltere'yi Çin’in aksi tarafında olarak “küresel” bir güç yapamaz. Avrupa Birliği’nden (AB) çıkışı birçok Avrupalı için halen kötü bir izlenim veriyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ya içerideki karışıklıkları idare etmeye çabalıyor ya da İngiltere'ye uluslararası gündeminde bir yardımcı olarak davranıyor. Terk ettiği bir kıta ile kendisine çok kafayı takmış sözde bir müttefik arasında kalan İngiltere’nin başka ilişkilere ihtiyacı var.
YENİ “İNGİLTERE” LİDERİ DAR GÖRÜŞLÜ
Çin ile ilişkileri hayati. 2021’de salgının yarattığı rahatsızlığa rağmen Çin ile İngiltere arasındaki ticaret hacmi ilk kez 110 milyar doları aştı. Çin, İngiltere'nin üçüncü büyük ticari ortağı ve en büyük ithalat ortağı. İki ülke çevre sorunları ve iklim değişikliği konusunda önemli ortaklar olmaya devam ediyor. İngiltere'nin Çin Büyükelçisi Caroline Wilson’ın geçen yıl yaptığı bir görüşmede işaret ettiği üzere, iki ülke geçen on yılda “güçlü ikili ilişkiler kurdular” ve ikili bütün dünyada temiz enerji teknolojilerinin maliyetlerini azaltmak için birlikte çalıştı.
İster kendi iç durumu için isterse küresel liderlik için olsun İngiltere, Çin ile iş birliği olmadan yapamaz. Böyle bir şeyi kendi başına başarabileceğine inanan herhangi bir yeni İngiltere lideri dar görüşlüdür ve siyasi gerçekliği anlama konusunda sınırlıdır. Ve küresel istikrarsızlık ile güven eksikliği zamanında adayların sözleri her iki taraftaki her hükümet düzeyinde uzun dönemli planlama için önemlidir. “Çin’e karşı sert olmak” şu anda seçimlerde onlara hizmet edebilir ya da hatta ülkedeki en büyük mevkilere getirebilir. Ama oraya Çin’i kötüleyerek kim gelirse gelsin, bu sözlerin getireceği sonuçları sevmeyecektir.