Çin Bahar Yılı bu sene son yılların en heyecan dolu kutlamalarından birine tanık ediyor. Bu yılı önemli kılan en önemli etkenlerden birisi ailelerin ve dostların optimize edilen Covid-19 sayesinde daha rahat buluşabilmesi oldu. Gerek yurtiçi gerekse yurt dışı insan trafiğinde, alışverişlerde ve sosyal etkinliklere katılımda geçen senelere oranla büyük artış göze çarpıyor.
Çin’de Tavşan Yılı’na bu derece görkemli katılımın arkasındaki neden ise geçen senelerde salgınla mücadele kapsamında alınan tedbirler. Son günlerde Çin medyasında yayımlanan ve Türkiye’de de CRI Türk’ün ofisinde Bahar Bayramı resepsiyonu öncesinde gösterilen belgesel “Pandemik Mücadele: Pandeminin ortasında Çin’in gücü” başlığını taşıyor.
ÇİN SALGIN BOYUNCA “ÖNCE İNSAN” DEDİ
Çin’in salgınla mücadelesinde geçen süreci anlatan belgesel Türkiye’deki uzmanlar tarafından da inceleniyor. Gazeteci, yazar Mehmet Ali Güller, CRI Türk’e yaptığı değerlendirmede Çin’in “önce insan” ilkesine sadık kaldığını belirtti. Dünya genelinde çok sayıda ülkenin ekonomik çıkarları salgınla mücadelenin önüne koyduğunu anımsatan Güller, buna karşın Beijing yönetiminin ekonomik yüklere karşın vatandaşlarını korumayı tercih ettiğini söyledi. Salgının ilk günlerinde Çin’in bir yandan virisün dizilimini uluslararası bilim camiası ile paylaşarak aşı üretimi için kapıyı araladığını vurgulayan Mehmet Ali Güller, diğer yandan ülke içinde yeni hastanelerin inşası gibi tümü toplumu seferber eden bir ortak ruh yaratıldığını belirtti.
Covid-19’un varyantlarının zaman içindeki değişimine paralel olarak önlemlerin de optimize edildiğini dile getiren gazeteci yazar Mehmet Ali Güller “Çin’in insanını koruyacak ekonomik dayanıklılığı vardı ve bunu gerekli olduğu süre zarfında yaptı. Buna karşın bilimsel veriler tehlikenin görece azaldığını ortaya koyduğu zaman açılmanın zamanı gelmişti.” dedi.
ÇİN’İN REHBERİ BATI’NIN ÖĞÜLERİ DEĞİL BİLİMİN KENDİSİ
CRI Türk yorumcularından Tunca Aslan da belgesele ilişkin yaptığı değerlendirmede Batı medyasının çarpıtmalarına dikkat çekti. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başta olmak üzere Batı dünyasının önce Çin’in aldığı karantina uygulamasını eleştirdiğini ancak daha sonra kendilerinin de bu tedbirleri benimsediğini hatırlatan Tunca Aslan, şunları kaydetti:
“Batı, Covid-19’un başından bu yana Çin’in salgınla mücadelesine siyasi bir yaklaşım sergiledi. Çin sokağa çıkma kısıtlaması uyguladığı zaman ‘otoriter’ kendileri uyguladığı zaman ‘fedakâr’ oldu. Oysa Batı dünyası birbirlerinin maskelerine el koyarken ya da yoksulları sokakta enfekte şekilde ölüme terk ederken, Çin başta yoksul ve gelişme olan ülkeler olmak üzere küresel çapta yardım seferberliği başlatmıştı. Benzer bir yaklaşımı Çin’in 2022’nin sonu ve bu yılın başında da gördük. Çin önlemlerine devam ederken eleştirilerine devam eden Batı, Çin önlemleri gevşetme kararı alınca ülkeyi sorumsuzlukla suçlamaya başladı. Çin, bilimin gerekliliklerini değil de Batı’nın öğütlerini rehber edinseydi bugün dünyada nüfusuna oranla en az kayıp veren ülke olmazdı.”
Discussion about this post