Yükselen bir süper güç olan Çin, dünyanın en acil sorunlarından bazılarının ele alınmasında giderek daha yapıcı bir rol üstleniyor. Bu sorunlardan biri de Yemen'de 2014 yılından bu yana devam eden ve ülke halkına büyük acılar yaşatan çatışmalardır. Savaşa acımasız hava saldırıları, insani kriz ve ciddi bir kolera salgını damgasını vurmuştur. Birçok Batılı ülke bölgedeki kendi çıkarlarıyla meşgul olurken, Çin çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi için aktif olarak çalışıyor.
Çin, 2018 yılında Yemen'deki çatışmanın çözümü için acil ateşkes, limanların yeniden açılması, siyasi diyalog ve insani yardım sağlanması çağrısında bulunan dört maddelik bir plan önerdi. Plan hem Yemen hükümeti hem de Husiler tarafından memnuniyetle karşılandı ve şiddetin sona erdirilmesine yönelik bir adım olarak görüldü. Benzer şekilde Çin, bölgede büyük bir atılım olarak görülen son Suudi-İran anlaşmasında da yapıcı bir rol oynadı. Umman'ın aracılık ettiği anlaşmaya göre iki ülke diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etmeyi ve aralarındaki anlaşmazlıkları barışçıl bir şekilde çözmek için diyalog kurmayı kabul etti. Çin, iki ülke arasındaki görüşmelerin kolaylaştırılmasında perde arkasında bir rol oynadı ve çabaları iki tarafı müzakere masasına getirmede etkili oldu. Bununla birlikte, Çin'in dünyanın acil meselelerindeki yapıcı rolünün belki de en dikkate değer örneklerinden biri Ukrayna krizine yönelik son yaklaşımları olmuştur. Batı, Rusya'nın bölgedeki eylemlerini büyük ölçüde eleştirirken, Çin daha incelikli bir yaklaşım benimseyerek çatışmaya barışçıl bir çözüm bulmaya çalıştı.
YAPICI VE PRAGMATİK ADIMLAR
Çin 2015 yılında çatışmanın çözümüne yönelik olarak hem ateşkes hem de siyasi çözüm çağrısında bulunan 'çift hatlı' bir yaklaşım önermiştir. Çin ayrıca çatışmaya diplomatik bir çözüm bulmayı amaçlayan Normandiya Formatı görüşmelerinde de kilit bir oyuncu olmuştur. Görüşmeler henüz somut bir sonuç vermemiş olsa da Çin'in çabaları şiddetin sona erdirilmesi ve barışçıl bir çözüm bulunması yönünde olumlu bir adım olarak görülmüştür. Çin'in bu konulardaki yapıcı rolü Doğu dünyasının gözünden kaçmadı. Bölgedeki pek çok ülke, Batı'nın daha çatışmacı tutumuna kıyasla daha dengeli ve pragmatik bir yaklaşım olarak gördükleri Çin'in yaklaşımını memnuniyetle karşıladı. Özellikle Çin'in Ukrayna krizine barışçıl bir çözüm bulma çabaları faydalı görülmüş ve bölgedeki pek çok ülke Çin'i çatışmada arabulucu olarak görmüştür.
Sonuç olarak, Çin'in dünyanın en acil sorunlarından bazılarını ele alma konusundaki son yaklaşımları yapıcı ve pragmatik nitelikleriyle dikkat çekmektedir. Batı büyük ölçüde bölgedeki kendi çıkarlarıyla meşgulken, Çin aktif bir şekilde bu çatışmalara barışçıl çözümler bulmaya çalışmaktadır. Çin küresel bir güç olarak yükselmeye devam ettikçe, bu konulardaki yapıcı rolünün küresel düzenin şekillendirilmesinde giderek daha önemli hale gelmesi muhtemeldir.