Global Times
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın talebi üzerine 28 Temmuz’da Biden ile telefonda görüştü. İki lider, Çin-ABD ilişkileri ve karşılıklı çıkar konularında samimi iletişim ve görüş alışverişinde bulundu. Bu, Biden’ın göreve gelmesinden bu yana Çin ve ABD liderleri arasında yapılan beşinci telefon görüşmesi oldu.
Görüşme sırasında Cumhurbaşkanı Xi, değişim ve düzensizlik dünyasıyla karşı karşıya bulunan uluslararası toplumun ve bütün dünyadaki insanların, Çin ile ABD’den dünya barışı ve güvenliğini savunmasını ve küresel kalkınma ile refahı ilerletmeye öncülük etmesini beklediğine işaret etti. “Bu, iki büyük güç olarak Çin ve ABD’nin sorumluluğudur” diyen Cumhurbaşkanı Xi, Çin’in Taiwan sorunu konusundaki ilkeli konumunu ayrıntılı şekilde açıkladı. ABD Başkanı Biden ise, Çin-ABD iş birliğinin önemini vurguladı ve ABD’nin, karşılıklı anlayışı geliştirmek, yanlış anlama ve yanlış hesaplamalardan kaçınmak için Çin ile iletişim hattını açık tutmayı umduğunu ifade etti. Başkan Biden, ABD’nin “Tek Çin” politikasının değişmediğini ve değişmeyeceğini ve ABD’nin “Taiwan’ın bağımsızlığını” desteklemediğini yineledi.
ABD UZLAŞMA YOLUNU SEÇMELİ
İki lider arasındaki telefon görüşmesi olumlu bir işarettir. Resmi bilgilendirme, iki devlet başkanının görüşmede olağan samimiyetini sürdürdüğünü ve farklılıklarından kaçınmadığını, iş birliğine niyetli olduklarını gösterdi. Mevcut Çin-ABD ilişkileri yerinde, öğretici-yapıcıdır ve insanlara küresel ölçekte güven vermede bir dereceye kadar nesnel olarak rol oynar. İki devlet başkanı arasındaki bu etkileşim, Çin-ABD bağları ve dünya için son derece önemlidir. Henüz on gün önce, Biden’ın kendisi dâhil Washington’daki liderlik medyaya Çin ile ABD liderleri arasında yaklaşan telefon görüşmesi mesajını açıkladı ve açıkça beklentilerini ifade etti. İki lider arasında 10 Eylül’de yapılan telefon görüşmesinden bu yana Başkan Biden’ın açıklamaları nispeten olumluydu. Ancak Çin-ABD ilişkileri önceki ABD hükümetinin yarattığı zor durumdan çıkmada sadece başarısız olmakla kalmadı, aynı zamanda hiç gelişmedi ve kötüleşti. Başkan Biden’ın olumlu açıklamalarındaki bu temel ABD’nin uygulamalı eylemlerine çevrilemedi. Diğer bir deyişle, birçok Çinlinin bakış açısına göre Washington’ın icraatlarında yanlış bir şey var.
Çin ve ABD liderleri arasındaki telefon görüşmesinin yapıldığı gün, ABD’nin üst düzey generali, Avustralya’nın Sydney kentinde Asya-Pasifik bölgesindeki 26 ülkenin askeri liderlerinin katıldığı bir güvenlik konferansı topluyordu. “Çipler ve Bilim Yasası” ABD Senatosu’ndan yeni geçti. Bunların tamamı Çin’i güvenlik ve ekonomik bakımdan kontrol altına almak için Washington tarafından atılan önemli adımlardır. Bununla birlikte, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Taiwan Adası’nı ziyaret etmeyi planladığı için daha büyük bir fırtına patlamak üzere. Washington, bu konunun ciddiyetinin tamamen farkında görünüyor. Bu görünüşle birlikte ABD’nin Çin politikasının “çokgen prizmasını” oluşturuyor.
ÇİN OLUMLU TAVRINI TERK ETMEDİ
Çin-ABD ilişkilerinin düzelip düzelmemesinde ABD tarafı halen kilit taraftır. Bir sonraki adımda, ABD tarafı bu son görüş alışverişinde oluşan olumlu ivmeyi, icra kabiliyetini tam olarak yansıtan dinamiklere çevirmeli, Çin’in mantıklı ve iki ülkenin çıkarları ve endişeleriyle aynı doğrultudaki stratejik yolu konusundaki açıklamalarını ciddi şekilde düşünmeli, gerçekten Çin ile uzlaşmalı, Çin-ABD ilişkilerini uygun biçimde yönetmeli ve geliştirmelidir. Özellikle, ABD’nin ikili ilişkilerde önemli etkiye sahip çekirdek konularda olumlu icra kapasitesini göstermesi gerekiyor. Buna karşılık bazı insanlar gelecekte kendi yolunda ısrar ederse ve Çin-ABD ilişkilerine zarar verici veya hatta tahrip edici şekilde olumsuz etkiye sahip şeyler yapmaya devam ederse, sorumluluklar tamamen ABD tarafına ait olacaktır.
Çin’in meşru kalkınma hakları hiçbir ihlale izin vermez ve Çin’in temel ulusal çıkarları kışkırtmaya izin vermez. Çin’in bu iki konuda taviz vermesi söz konusu değildir. Görüşme sırasında Cumhurbaşkanı Xi, Çin’in ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü kararlı şekilde korumanın, 1,4 milyardan fazla Çinli insanın kesin iradesi olduğunu vurguladı. Kamuoyuna kafa tutulamaz. Ateşle oynayanlar onunla yok olacak.
ABD SÖYLEDİKLERİNE UYGUN HAREKET ETMELİ
ABD’nin açıkça bunu görebileceği umuluyor. Sadece bunu yaparak yanlış hesaplamalardan kaçınabilirler. Açık ve dürüst olmak gerekirse, Washington’ın Taiwan sorunu konusundaki radikal adımlarında frene basmasının zamanı geldi, çünkü ABD ileri doğru birkaç adım atarsa kendilerini uçurumun kenarında bulacaklardır. Bazı Amerikalıların kafası karışık gibi görünüyor; onlar bir yandan ABD’nin Çin ile iş birliğinin önemine değer vermesi gerektiğine inanırken, diğer taraftan ilişkilerin rahatlamasını kabul etmeye ve hatta “Çin’in zaferi” olarak görmeye isteksizler. Onlar egemenlik arayışı efsanesinden kurtulamazsa, Washington sadece etrafında dönmeye devam edebilir ve sonunda kendisine ve diğerlerine zarar verebilir.
Çin ile ABD önemli bir anda bulunuyor. Washington’ın yapması gereken şey, Çin ile uzlaşmak, iç siyasetinin olumsuz etkilerinin üstesinden gelmek ve verdiği sözleri yerine getirerek, kendisine ve anı zamanda dünyaya karşı sorumluluk göstermektir. Çin’in tavrı her zaman tutarlı olmuştur. ABD’nin sözleriyle eylemlerinin birbirini tutabileceğini, söylediklerine uygun olarak hareket edeceğini ve büyük bir ülke olarak sorumluluğu konusunda net bir fikre sahip olacağını umuyoruz.