Global Times
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Antony Blinken yerel saatle çarşamba günü Bloomberg’in düzenlediği bir etkinliğe katılırken bir kez daha Beijing’in “yeniden birleşme peşinde koyacakları süreci hızlandırmak istediğini” söyledi. Ayrıca temelsiz olarak Çin’i her iki ülkeyi Taiwan Adası konusunda savaşmaktan geriz tutan onlarca yıllık statükoyu zayıflatmakla suçladı. Blinken böylece 10 gün içinde 3. kez kamuoyuna benzer açıklamalarda bulundu. Bu üç açıklamanın tamamının da özel medya röportajları ve açık etkinliklerde yapıldığını ve böylece kamuoyu oluşturma yönünde güçlü işaretler verdiğini belirtmek gerekir. Aynı zamanda, buna yanıt olarak, Taiwan Adası’ndaki bazı kişiler de “Taiwan Boğazı’nda bir savaş” riski için kıstırtmalarda bulundu ve bunun yaltakçılığını yaptı.
Bu koşullarda, ABD ve Taiwan’ın “Taiwan Boğazı’nda savaş” için son yaygaraları ise, aksine, Boğaz’da savaş riskini kışkırtmak ve gerginliği artırmak için her fırsatı kullanma niyet ve amaçlarını ortaya koydu.
HEGEMONİK DEVLETLERİN TİPİK ÖZELLİĞİ
İlk olarak, ABD'deki ara seçimler yaklaşıyor, Washington'daki siyasetçilerin Taiwan sorununun yaygarasını yapmak için bir nedenleri var. Bu insanlar için dikkat. Çekmek ve kendileri ile temsil ettikleri partilerinin varlığını göstermek için Çin’i merkezi çıkarları konusunda kışkırtmak epey yaygın ve aşağılık bir siyasi spekülasyon haline geldi. ABD'nin kendi iç işleri ile ilgilenmesi diğer ülkelerin iç işlerine karışma biçiminde ortaya çıkıyor ve bu hegemonik devletlerin tipik özelliğidir.
Washington siyasetçileri, sanki bu ayrılıkçı güçleri bir uçurumdan düşene kadar itmeye devam edeceklermiş gibi, “Taiwan'ın bağımsızlığı” güçlerine yanlış sinyaller gönderme konusunda “ısrarlılar.” Adadaki Demokratik İlerici Parti (DPP) yetkilileri ve ayrılıkçı güçler uzun zamandır kendilerine Washington'dan gönderilen en küçük “yanlış sinyalle” kolayca kafayı bulacak ümitsiz bağımlılar. Hangi nedenle olursa olsun Washington onlara böyle bir sinyal göndermezse, kendilerini endişeli ve yıkılmış hissedecekler. Ayrıca çoktan kendilerini uyuşturmak, kandırmak ve neşelendirmek için “siyasi ilaçlara” duydukları ihtiyacı tatmin etmek için ümitsiz bir yola girdiler.
Çin Devlet Konseyi Taiwan İşleri Bürosu’nun bir sözcüsü sözde, “Boğaz’da savaş”la ilgili son zamanlardaki artan açıklamaları not ettiğini söyledi. Sözcü ABD'yi “Tek Çin” kuralına ve üç Çin-ABD ortak açıklamasına uymaya çağırdı ve insanları DPP ve “yeşil” bölgedeki siyasetçilerin savaş konusunu sözde “ana kara tehdidini” abartmak için dış güçlerle iş birliği yapmak için kullanmasına ve ana kara ile çatışmayı sürdürmek ve “ayrılıkçılık” provokasyonları için dış güçlerle iş birliği yapmak ya da hatta birbirlerini Taiwan Boğazı’nın iki yakasındaki barış ve istikrarı zayıflatmak için bahaneler aramalarına karşı oldukça uyanık olmaları konusunda uyardı.
TAIWAN ÇİN’İN BİR PARÇASI
Son yıllarda, Amerikalı ve Batılı siyasetçiler tıpkı papağanların sıraya girmesi gibi utanmazca “Taiwan Boğazının iki yakasında statükonun tek taraflı olarak değiştirilmesine karşı olduklarını” tekrarladı. Taiwan Boğazı’ndaki statüko nedir? Yanıt çok açık: Boğazın her iki yakası da “Tek Çin’e” ait, Taiwan Çin’in bir parçasıdır ve Çin’in egemenlik ve toprak bütünlüğün asla bölünmedi. Son birkaç on yılda Taiwan Boğazı’nda zaman zaman dalgalanmalar olsa da, genel olarak barış ve istikrarını korudu. “Tek Çin” kuralı Taiwan Boğazı’nda barış ve istikrarın kilit gücüdür. “Tek Çin” ilkesini ihlal etmek ya da bu ilkeye meydan okumak gerçekten Taiwan Boğazı’ndaki statükoyu değiştirmek demektir. Boğazda suları karıştıran suçlu budur.
Washington son günlerde sık sık 'barış”tan bahsediyor ama gerçek “Tek Çin’i” anmıyor. ABD sürekli olarak yaptığı taahhütleri göz ardı ederek Taiwan'la ilgili yasalar çıkarıyor. Washington savaş kışkırtmak için “barış aradığı” bahanesini kullanarak uzun zamandır ikiyüzlülüğünü gösterdi ve hakikat daha açık hale geldi: Boğazın iki yakasındaki barışçı ortamı yıkmak isteyenler Taiwan ayrılıkçıları ve dış güçlerin yanı sıra hızla artan ABD-Taiwan ittifakıdır.
ABD-TAIWAN İTTİFAKI
Taiwan sorununu çözmek, Çin halkının kendi sorunudur. Bu Taiwanlı yurtseverler dâhil Çin ulusunun genel çıkarlarına en uygun olduğu ve Çin’in uzun dönemli ve istikrarlı kalkınmasına en uygun şey olduğu için Taiwan Boğazının iki yakasının barışçı bir biçimde yeniden birleşmesini en çok isteyen Çin halkının kendisidir. ÇKP’nin 20. Ulusal Kongresi’ne sunulan rapor, en büyük samimiyet ve en yoğun çaba ile barışçı yeniden birleşme için çaba göstermeye devam edeceğimizi ama güç kullanmaktan vazgeçmeyi asla vadetmeyeceğimizi ve bütün gerekli önlemleri alma seçeneğimizi saklı tuttuğumuzu bir kez daha belirtti. “Taiwan bağımsızlığı” güçleri ve dış güçlerin bu nedenle büyük bir caydırıcılık hissetmeleri doğalken, Taiwanlı yurtseverlerin çoğunluğunun kıta Çin’inin Boğazın iki yakası arasında barışçı yeniden birleşmeyi desteklemekteki iyi niyet ve samimiyeti anlamaları zor değildir.
Genel Sekreter Xi Jinping ÇKP 20. Ulusal Kongresi’nin açılış töreninde “Ülkemizin tümüyle yeniden birleşmesi gerçekleştirilmek zorundadır ve hiç şüphesiz bu gerçekleştirilebilir” dediğinde, salonda uzun bir alkış koptu. Bu 1.4 milyardan fazla kıtalı yurtseverin ve Çin ulusunun hem içerde hem de dışardaki oğulları ve kızlarının ortak arzusunu ortaya koyuyor.
