Financial Times'da yayınlanan 'Hindistan'ın Çin'i Güney Asya'nın gözde borç vereni olarak kabul etme planı' başlıklı bir makalede, Çin'in önerdiği Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ne karşı çıkmak için Hindistan'ın Güney Asya ve Hint Okyanusu'nda kendi altyapı kredilerini artırdığını söyledi.
Yayımlanan makale, Batı kamuoyunun Çin ile Hindistan arasındaki rekabeti ve ayrılığı teşvik etmesinin tipik bir örneği. Çin-Hindistan ilişkilerinin son yıllarda bazı sorunlarla karşılaştığı göz önüne alındığında, bazı Batılı medya kuruluşlarının iki büyük ülkenin arasını açmaya çalışması alışılmadık bir durum değil.
Çin ve Hindistan'ın, bölgede altyapı söz konusu olduğunda, şiddetli rekabete girmek yerine iş birliğine daha fazla teşvik edildiği belirtilmelidir. Son yıllarda ekonomik büyümesiyle birlikte Hindistan, Maldivler, Butan ve Sri Lanka gibi komşu ülkelerdeki altyapı projelerine kredi veya yatırım desteğini artırarak ekonomik avantajlarını bölgedeki etkisini artırmak için kullanmaya başlamdı. Bu, özellikle Güney Asya bölgesinin gelişimi açısından takdire şayan bir ilerlemedir.
YOKSULLUKLA BAŞA ÇIKMANIN YOLU İŞ BİRLİĞİNDEN GEÇİYOR
Güney Asya, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini oluşturan ve kabaca 1,8 milyar toplam nüfusu ile dünyanın en yoğun nüfuslu bölgesidir. Bölgenin son birkaç yıldaki hızlı ekonomik büyümesine, büyük pazar potansiyeline rağmen, hala dünyanın en yoksul ikinci nüfusuna sahiptir.
Yoksulluğu azaltmak için ekonomik kalkınmanın nasıl teşvik edileceği, Güney Asya'daki ülkelerin karşılaştığı en büyük sorun olageldi. Kuşak ve Yol çerçevesi altında Çin'in bazı Güney Asya ülkeleriyle yatırım, krediler ve altyapı projeleri aracılığıyla kapsamlı ve derin iş birliği yürütmesi somut sonuçlar vermiştir.
Mevcut gelişme bazılarını Güney Asya'da 'Çin ve Hindistan arasındaki rekabetin nüfuz mücadelesine sıçradığına' inandırsa da, Güney Asya ülkelerinin Çin, Hindistan veya başka herhangi bir ülkeyle ekonomik iş birliğinin münhasır olmadığı belirtilmelidir. Bilakis, altyapı gelişimi her zaman bölgesel ekonomik kalkınmaya elverişlidir.
AMERİKA’DAN MEDET UMMAK EN BÜYÜK ENGEL
Hindistan'ın bölgesel altyapı iş birliğine artan katılımı, muhtemelen yerel endüstriyel ve tedarik zincirlerinin güçlendirilmesine yardımcı olacaktır. Bu da Çin'in yatırımı için faydalı olabilir ve hatta Çinli şirketler için iş birliği fırsatları getirebilir.
Çin-Hindistan ilişkilerinin hem rekabeti hem de iş birliğini içerdiği inkar edilemez. Ne yazık ki, ABD Hindistan'da ipleri eline almak için daha fazla çaba sarf ettikçe, Hindistan'ın bazı siyasi liderleri bir Çin-ABD düşmanlığından fayda sağlayabileceklerine inanıyorlar. Bu, ikili ilişkilerin gelişmesinin önündeki en büyük engeldir. Örneğin, Hindistan genellikle ikili ekonomik ve ticari iş birliğini politikleştirerek, işletmeleri arasındaki normal iş alışverişlerinde zorluklara neden oldu. Karşı karşıya gelmek iki ülke halkının çıkarına kesinlikle değildir. İki ülkenin gelişmesi için fazlasıyla alan bulunuyor.
Çin ve Hindistan'ın farklılıklarını kontrol altında tutup tutamayacakları, bir bütün olarak Asya için büyük önem taşıyacak. Asya'daki gelişmekte olan iki en büyük ülke olarak, bölgesel kalkınmaya gerekli katkıları yapmak için ilgili sorumluluğu da üstlenmeleri gerekiyor. 'Asya Yüzyılı’nın' yönlendirilmesinde daha büyük bir rol oynamak için Hindistan'ın stratejik ağırbaşlılığını sürdürmesi ve Batı tarafından yaratılan jeopolitik tuzaklara karşı tetikte olması gerekiyor.