China Daily / Woo Jin Hoon
Yoon Suk-yeol kısa süre önce Güney Kore’nin 20. Devlet Başkanı olarak göreve başladı ama hükümeti, 1990’ların Asya finansal krizi ve 2008 küresel finansal krizine benzer iç ve dış şartlarla karşılaşabileceği için rahat bir çalışma imkânı bulmayabilir. Dolayısıyla düzenli ekonomik büyümeyi sağlamak ve toplumsal istikrarı sürdürmek için cesur politikalar benimsemek ve komşu ülkeler ve uluslararası toplumla yakın bir şekilde çalışması gerekiyor.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping seçimi kazanmasından sonra Yoon ile yaptığı telefon görüşmesinde, Çin ve Güney Kore’nin iş birliğini güçlendirmesi, adil ve mantıklı bir yönetişim sistemini desteklemesi, küresel tedarik zincirlerinin istikrarına olumlu katkılarda bulunması ve istikrarlı ikili ilişkilerle bölgesel ve küresel barış ile refahı desteklemesi gerektiğini söyledi. Yoon da yanıt olarak, iki ülkenin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmak, karşılıklı çıkarlarını sağlamak ve bölgesel barışı devam ettirmek için iki ülkenin bölgesel ve küresel sorunlarda karşılıklı saygı ruhuyla iş birliğini derinleştirmesi gerektiğini belirtti. Yoon’un göreve başlama törenine katılan Devlet Başkanı Yardımcısı Wang Qishan iki taraf arasındaki ekonomik bağların daha da güçlendirilmesinin önemini vurguladı.
GÜNEY KORE EKONOMİK BELİRSİZLİK YAŞAYABİLİR
Yeni Güney Kore hükümetinin başlangıç olarak yüksek faiz ile döviz kurları ve Covid-19 salgını nedeniyle küresel tedarik zincirlerindeki aksamaların neden olduğu artan mal fiyatları, Rusya-Ukrayna çatışmasının tetiklediği enerji fiyatlarındaki artış ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Bankası (Fed) ile diğer merkez bankalarının faiz oranlarını artırması dâhil bir dizi ağır sorunla ilgilenmesi gerekiyor. Bu sorunlara dış faktörler neden olduğu için, yeni hükümet ülkenin ekonomisi için daha çok belirsizlikle yüz yüze kalacak.
Siyasi ve diplomatik bir bakış açısından Güney Kore kararlı reformlar uygulayarak, teknolojik yenilikleri destekleyerek ve proaktif mali politika benimseyerek ekonomik durgunluktan çıkabilir. Yine de daha zor karmaşık ve içiçe geçmiş bölgesel ve uluslararası jeopolitik sorunlarla karşılaşabilir. Çin ile ABD arasında çok taraflılık, serbest ticaret ve yatırım, endüstrilerin ve tedarik zincirlerinin korunması ile Kore Yarımadası nükleer sorunu konusundaki artan çıkar çatışması nedeniyle, Güney Kore’nin benimseyeceği politikalar karşı karşıya olduğu sorunların ele alınmasında kilit bir rol oynayacak.
GÜNEY KORE-ÇİN EKONOMİK İŞ BİRLİĞİ GÜÇLENECEK
İçeride ve dışarıda değişen şartlara rağmen, Çin ve Güney Kore 30 yıl önce ikili diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana yakın ekonomik iş birliğini sürdürdü ve birbirlerini önemli, stratejik ve ekonomik ortaklar olarak gördü. Bu yeni Güney Kore hükümeti döneminde ikili ilişkilerin büyük değişiklikler geçirmeyebileceği ve ümit edilir ki, salgın etkin bir şekilde kontrol altına alındıktan sonra diplomatik iletişim, ekonomik iş birliği ve halktan halka ilişkiler için daha fazla alan bulacakları anlamına geliyor.
Yeni Güney Kore hükümeti, 110 alanda gündemini açıklayarak, bölgesel endüstriyel ve tedarik zincirlerini komşu ülkelerle birlikte idare edeceğini, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık, Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşma ile diğer bölgesel ticaret anlaşmalarına aktif biçimde katılacağını ve dış ticaret ortamını iyileştirmek için küresel ekonomik iş birliğini derinleştireceğini açıkça belirtti. Dolayısıyla ticaret ve yatırımda Güney Kore-Çin ekonomik iş birliği büyük ihtimalle güçlenecek. Jeopolitik istikrarsızlık, küresel enflasyon ve salgının neden olduğu endüstriyel ve tedarik zincirlerindeki aksamalara rağmen, istikrarlı ekonomik ve ticari iş birliği sadece Çin ile Güney Kore için ortak yararlar sağlamayacak, aynı zamanda potansiyel siyasi ve diplomatik riskleri de en aza indirecek.
YÜKSEK DÜZEYLİ STRATEJİK İLETİŞİM GÜÇLENDİRİLMELİ
Çin-Güney Kore iş birliğinin temeli olan ekonomik iş birliği gelecekte de devam edecek. Çin’in reform ve dışa açılma politikasının daha da genişlemesi sağlam ekonomik tekeli ve büyük tüketici piyasası ile birlikte sadece dünya ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunmayacak, aynı zamanda Çin ile Güney Kore arasındaki ekonomik iş birliğini destekleyecek ve bu da iki tarafın siyasi ve ekonomik değişikliklerin üstesinden gelmesine yardımcı olacak. Her iki ülke de içeride ve dışarıda büyük zorluklarla yüz yüze olduğu için, gelecekteki risklerden kaçınmak için birçok alanda değişim ve iletişim mekanizmaları kurmaları gerekir.
İki tarafın ayrıca birbirlerinin hassas konularına karışmaktan kaçınmak, endüstriyel ve tedarik zincirleri, sağlık, iklim değişikliğiyle mücadele alanlarında iş birliğini genişletmek ve kültürel ilişkileri genişletmek için yüksek düzeyli stratejik iletişimi güçlendirmesi gerekir. Salgın kontrol altına alındıktan sonra iki ülke arasında halktan halka ilişki, özellikle turizm yeniden başlamalı. İki taraf mevcut araçlar üzerinden iletişimi iyileştirerek ve pratik adımlar atarak, içeride ve dışarıda değişen siyasi ve ekonomik durumun neden olduğu zorluklarla etkili bir biçimde ilgilenebilir ve 30 yıllık iş birliği ivmesini daha ileriye taşıyabilir. Ama hepsinden önemlisi, iki tarafın ekonomik iş birliğini genişletmesi gerekir çünkü bu genel ikili iş birliğinin temeli ve en önemli zeminidir.