Editörün notu: Washington'daki Stimson Center'da eski bir ziyaretçi araştırmacı ve İslamabad Politika Araştırma Enstitüsü'nde eski araştırmacı yardımcısı olan Hamzah Rifaat Hussain, Pakistan'daki Indus News'de bir TV spikeridir. Makale, yazarın görüşlerini yansıtır.
Almanya'nın Çin ile olan ilişkisine tarihsel olarak karşılıklı güven, uyumluluk ve tamamlayıcılık yön vermiştir. Gerçek şu ki, Berlin'in Beijing'e yönelimi, saygı, hoşgörü ve stratejik bağları yeni zirvelere yükseltme politikası izleyen Angela Merkel'in olgun diplomasisi tarafından yönlendirildi. Buna göre, 2023 ve sonrasında Berlin'in ikili ilişkilere zarar vermeye yönelik herhangi bir girişimi, stratejik bağların üstünlüğünü sağlamak için etkisiz hale getirilmelidir.
Bununla birlikte, Almanya'nın üst düzey parlamento heyetinin 8 Ocak'ta Çin'in Taiwan bölgesine gelmesi ve 'Çin ile ilişkilerine daha ölçülü bir bakış' getiren yeni ekonomik strateji belgesi ilişkilere yardımcı olmamaktadır. Çin'in Almanya Büyükelçisi Wu Ken'e göre, bu tür planlara dünyanın ikinci ve dördüncü büyük ekonomileri arasındaki iş birliğini riske atan ideolojiler rehberlik ediyor. Referans verilen makale, Çin'i şeytanlaştırırken Joe Biden yönetiminin standart deyimi olan 'rekabet' ve 'çatışma' gibi terimleri de abartıyor.
Stratejiye göre Almanya, bağımsız dış politikasını kaybederek Çin politikasını ABD gibi müttefiklerle kalibre etmeye çalışacak. Bu tür girişimler, hem Çin'in hem de Almanya'nın sahip olduğu gerçeğini ve iyi niyeti yalanlıyor. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in daha önce bahsettiği ve Alman mevkidaşı Frank-Walter Steinmeier'in Aralık 2022'de bir telefon görüşmesinde onayladığı gibi, ikili ilişkilerin geliştirilmesi rekabet veya çatışmaya değil, 'geniş kapsamlı çıkar yakınlaşmasına' dayanmaktadır.
ORTAK İMZAYA SADIK KALINMALI
Tamamlayıcılıkla birlikte zor kazanılan iş birliğine dayalı başarılar, diğerlerinin yanı sıra akıllı üretim, hizmet ticareti ve dijitalleşmeyi içerir. Cumhurbaşkanı Steinmeier, Almanya'nın biyoçeşitliliğin korunması, enerji ve gıda direnci gibi konuların yanı sıra küresel ekonominin büyümesini ve toparlanmasını teşvik etme gibi konularda Çin ile yeni bir istişare turu düzenlemeye hazır olduğunu kabul etti. Yine de Almanya Ekonomi Bakanlığı, aralık ayında Beijing ile iş yapan Alman firmaları için kritik altyapıda Çin gibi ülkelerden gelen tedarikçilerin bileşenlerini hariç tutma çağrısında bulundu. Bu tür çağrılar, Berlin'in Almanya'ya yatırım yapan Çinli şirketler için ayrımcı olmayan ve elverişli iş ortamları sağlayacağı beklentisiyle Çin'in ülkeye yatırım yapan Alman işletmelerine nasıl eşit muamele sağladığına dair her iki tarafın ortak beyanını açıklamıyor.
Buna karşılık, Almanya Ekonomi Bakanlığının 'Çin'e İlişkin Dâhili Yönergeleri' uyarınca Çin'e yatırım yapan firmaların düzenli stres testlerinden geçmesi gerekliliği, yalnızca daha büyük yanlış anlaşılmalara yol açacaktır. Yalnızca rakamlarla ele alındığında, iki ülke arasındaki ticaret hacmi son 50 yılda 870 kat arttı ve 2022'nin ilk 10 ayında 191,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu nedenle, ilişkinin altını oyma girişimleri Berlin hükümeti tarafından bertaraf edilmelidir.
Çin ve Almanya da AB ile dostane ilişkileri destekledi. Çin, Avrupa Birliği’nin stratejik özerkliğini destekliyor ve ilişkilerini sabote eden üçüncü tarafların müdahalesine karşı çıkıyor. Berlin yönetimi Avrupa ile sağlam ilişkilerden taviz veren stratejilerden kaçınmalıdır. Zira bu yıkıcı olacaktır.