ABD medya organları, Hava Hareketlilik Komutanlığı başkanı olarak Hava Kuvvetleri'nin nakliye ve yakıt ikmali uçak filosunu denetleyen General Michael A. Minihan'ın, bir notta, ABD'nin bundan iki yıl sonra Taiwan konusunda Çin ile savaşta olabileceğini açıkça öngördüğünü bildirdi.
Bu tür bomba gibi sözler Pentagon'u ürküttü ve Pentagon yetkilisinin derhal 'Bu yorumların bakanlığın Çin hakkındaki görüşünü temsil etmediğini' açıklığa kavuşturmasına neden oldu, bu da sözlerin yalnızca Minihan'ın kendi görüşünü temsil ettiği anlamına geliyor. Ancak dış dünya için olay göründüğü kadar basit değil.
GlobalTimes gazetesinin konuyla ilgili yorumunda şu görüşlere yer verildi:
'Minihan kocaman bir ağızdır. ABD medyası onu 'özellikle Çin hakkında kışkırtıcı konuşmalarıyla tanınan' biri olarak tanımladı. Ancak ABD ordusu içinde o kadar özel ya da nadir değil. Son birkaç yılda benzer sesler birbiri ardına ortaya çıktı ve hepsi ABD ordusunda oldukça önemli insanlar. ABD Stratejik Komutanlığı Komutanı Deniz Kuvvetleri Amiral Charles Richard, Kasım ayında düzenlenen bir konferansta, Ukrayna krizinin 'sadece ısınma' olduğunu ve Çin ile bir savaşa atıfta bulunarak 'büyük olanın geldiğini' söyledi.
BENZER KORKUTUCU YORUMLAR
'Çin ile ABD arasında yakın bir savaş' hakkındaki bu korkutucu tahminlerin hepsi benzerdir, ancak tek fark zamandır. Minihan'ın 'cesareti' ona Çin ve ABD'nin iki yıl içinde savaşacağını söyletti, bu da zamanı öne çıkarıyor ve daha da acil bir atmosfer yaratıyor. Daha sonra ABD Hint-Pasifik Komutanlığı komutanı Amiral Philip Davidson, ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi önünde ifade verirken, Çin'in 2027 yılına kadar Taiwan’a saldırmaya çalışabileceğini iddia etti. Zamanlama bazı güvenlik analistleri tarafından 'Davidson Penceresi' olarak gösterildi. Görünüşe göre bu tahminlerin hiçbiri güvenilir değil.
Ancak, bunları henüz sadece çılgınlıklar olarak göremeyiz. ABD ordusunun Asya-Pasifik bölgesindeki fiili eylemleri ve konuşlandırma ayarlamaları ile birleştiğinde, bu 'gevezeliklerden' önemli alt metinler görebiliriz.
ABD ordusu, büyük konuşarak Çin anakarasını teşvik etme ve caydırma niyetine sahip olabilir, ancak Çin'in yeniden birleşmesini önlemek için Taiwan Boğazı'na askeri müdahale de dahil olmak üzere, Çin ile ABD arasında olası bir askeri çatışma için gerçek hazırlıklar yapıyor. Minihan'ın notunda söyledikleri sadece içgüdülerinden değil, ABD ordusundaki bazı kişilerin gerçek tutumunu da temsil ediyor.
Washington'ın Asya-Pasifik bölgesinde 'barış' bayrağı altında sık sık askeri konuşlandırılmasının ardında, bu tür savaşçı güçler mayalanıyor.
SİLAHSIZ SAVAŞ
Şimdi Washington sık sık Çin-ABD ilişkileri için 'korkuluklar' kurmaktan bahsediyor, ancak 'korkulukları' kırmaya çalışan güçler içeride yatıyor.
Son zamanlarda, Washington 'silahsız bir savaş' başlattı. ABD basınında çıkan haberlere göre, Japonya ve Hollanda, ABD'nin müttefiklerle çalışma çabalarında önemli bir kilometre taşı olan gelişmiş yonga üretim ekipmanlarının Çin'e ihracatını kısıtlamak için ABD ile bir anlaşmaya vardılar.' ABD medyasının bir kısmı, iki ülkenin ABD'ye yardım ettiğine inanıyor.
Washington, Japonya, Hollanda ve diğer ülkeler tarafından başlatılan bu yarı iletken savaşında yalnızca kayıplara uğrayacakları açıktır. 'Amerika'ya yardım etmek', 'top yemi olarak hizmet etmek' demenin iyi bir yoludur.
Washington'daki bazı siyasi seçkinler şimdi 'Çin'i ezme' fantezilerine takıntılı durumdalar ve kendileri için ivme yaratmak için sürekli tehditler üretiyorlar veya diğer ülkeleri korkutuyorlar.
Ancak barış ve kalkınma eğilimine karşı çıkmak kendilerini yorgun hissettiriyor. Minihan ve Washington gibi üst düzey yetkililerin çip sektörüne ilişkin klikler oluşturdukları şahin ifadeleri birbiriyle rezonansa giriyor. Washington'un hem barış hem de kalkınma konularında utanç verici ve yıkıcı bir rol oynadığını ve esasen tüm dünya için 'kaos kaynağı' haline geldiğini gösteriyorlar.
YANLIŞ RAKİP
Eksik istatistiklere göre, 1945'te İkinci Dünya Savaşı'nın sonundan 2001'e kadar dünya, 153 bölgede 248 silahlı çatışmaya tanık oldu ve bunların 201'i ABD tarafından başlatıldı ve bunların yaklaşık yüzde 81'ini oluşturdu.
Bugün bile, Washington hala çatışmaları kışkırtarak büyük servet kazanma hayalini terk etmiyor. Ancak hem tarih hem de gerçeklik, bir ülkenin Çin'i düşman olarak gördüğünde kendisine yanlış bir rakip bulduğunu göstermiştir.
Washington, Çin'e karşı savaş çığlıkları atarsa, Çin'in anavatanını savunma ve ulusal savunmasını güçlendirme kararlılığına o kadar çok ilham verecek; Washington, Çin'i yüksek teknoloji sektöründe ne kadar çok kuşatmak isterse, Çin'in bağımsız inovasyonunu o kadar çok yönlendirecektir. İster askeri düzeyde ister teknolojik alanda olsun, Washington'un Çin'i bastırmaktan elde ettiği faydalar, ödemesi gereken bedelden çok daha az olacaktır.