Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Başkent Kültür Yolu Festivali ile Ankara’nın tarihi bölgelerini, Ankaralılara hatırlatmayı ve diğer illerden Ankara’ya gelecek ziyaretçilerin sayısını artırmayı amaçladıklarını bildirdi.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Kültür ve Turizm Bakanlığınca 28 Mayıs-12 Haziran’da düzenlenen Başkent Kültür Yolu Festivali’ne ilişkin bilgiler verdi.
16 gün boyunca 70’ten fazla noktada devam edecek büyük bir kültür festivali hazırladıklarını belirten Yavuz, 5 bine yakın sanatçının, 170 akademisyenin, tarihçinin festivalde görev alacağını söyledi.
Yavuz, “Amacımız Ankara’nın en eski tarihi bölgelerini, tarihi katmanlarını öncelikle Ankaralılara tekrar hatırlatabilmek, sonra da Türkiye’nin diğer illerinden Ankara’ya ziyarete gelecek insan sayısını artırmak.” diye konuştu.
Ankara’nın çok önemli bir kültürel miras kenti olduğuna işaret eden Yavuz, ancak şehrin tarihi bölgesinin, onun kalbinde yer alan kalenin ve değerli müzelerin yeteri kadar ziyaret edilmediğini dile getirdi.
“SANATLA TARİHİ MEKANLAR BİR ARAYA GELECEK”
Yavuz, festival kapsamında sanatla tarihi mekanları bir araya getirerek insanları bu mekanlara çekmek istediklerini anlattı. Sanat faaliyetlerine özellikle salgının ardından yoğun bir ilgi gösterildiğine dikkati çeken Yavuz, “Sanatın hem iyileştirici hem birleştirici bir yanı da var. Bu nedenle festivale ilginin büyük olacağını düşünüyoruz.” dedi.
Ankara’nın Roma döneminden beri önem taşıdığını, Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu’nda da önemini sürdürdüğünü, Cumhuriyet’in kurulmasıyla da başkent fonksiyonunu yüklendiğini hatırlatan Yavuz, şöyle devam etti:
“Birinci mimarlık döneminin en güzide, en kıymetli örneklerini özellikle Ulus-Opera arasındaki aksta barındıran çok kıymetli bir şehir. Dolayısıyla festivalimiz Kale’den başlıyor, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nden başlıyor. Hamamönü, hamam arkası, Ankara kalesi, Hacı Bayram Veli Camimiz, daha sonra Roma Hamamı sonrasında Ulus ve Opera arasındaki Cumhuriyet dönemi yapıları ki bizim orada Devlet Tiyatrolarımız, Ziraat Bankası Müzesi, İş Bankası Müzesi, Yunus Emre Enstitümüz, Opera Balemiz gibi kıymetli tarihi binalarımız var. Ankara Resim Heykel Müzemiz ve Etnografya Müzemiz de bu aksın üzerinde.
4,7 kilometrelik bu aksın son noktası ise Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) yeni binası. O da fütüristik bir bina. Ankara’nın 21. yüzyıla dönük yüzünü gösteren ve dünyanın en iyi 10 akustik salonundan bir tanesi olan CSO Ada Ankara da festivalimizin son noktası olacak.”
“YÜRÜNEBİLİR BİR ROTA”
Yavuz, Ankara Kalesi’nin de içinde kurulacak sahneyle gerek özel gerek Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müzelerde düzenlenecek etkinliklerle büyük bir çekim noktası haline geleceğini dile getirdi.
Festival güzergahı olarak belirlenen 4,7 kilometrelik yürünebilir bir rota olduğuna işaret eden Yavuz, “Üzerinde binlerce sanatçının katılacağı 500’e yakın etkinliğimiz var. 2,5 milyon ziyaretçinin geleceğini düşünüyoruz. Sadece Ankaralıların değil, özellikle yakın şehirlerden de bu festivale katılım olacağını düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“ANKARALILARI FESTİVALİMİZE SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUM”
Yavuz, festivalin başarılı olmasının önemine değinerek, şöyle konuştu:
“Çünkü kültür ve sanat, şehirlerin kalkınmasında artık çok önemli endüstriler haline geldi. Bunu Ankaralıların, Ankara’nın sosyal gelişmişliği ve kalkınmışlığına katkı sağlayabilecek bir kaldıraç olarak görmesi gerekiyor. Ankaralıları bu festivalimize sahip çıkmaya davet ediyorum. Önümüzdeki yıl da Cumhuriyetimizin 100. yılı vesilesiyle festivalimizi daha büyük, daha görkemli yapıyor olacağız.”
Antik Roma Hamamı alanında bu yıl ilk defa sanatsal etkinlikler düzenleneceğini, konserler verileceğini belirten Yavuz, “Kültürel miras alanları ile sanatı yan yana getirmek her zaman başarılı sonuçlar veriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Yavuz, “Ankara’da bir mevlevihanemiz var ama düzenli sema yapılmadığı için Ankaralıların çok bilmediği bir yerde. Biz Konya Tasavvuf Müziği Topluluğumuzu getiriyoruz. Festival süresince burada düzenli sema yapılacak. Ben o mevlevihaneyi görmenin büyük bir sürpriz olacağını düşünüyorum.” diye konuştu.
“YABANCI SANATÇILARI DA AĞIRLAYACAĞIZ”
Festivalin uluslararası boyutuna da dikkati çeken Yavuz, şöyle devam etti:
“Yabancı sanatçıları da ağırlayacağız. İspanyol Buika gibi, Afrika’nın çok güçlü sesi Salif Keita gibi veya Balkanlardan çok sevilen Dino Merlin gibi konserlerimiz olacak. Dünya müziğinin bu farklı türlerinin hem Ankaralılar tarafından ilgiyle takip edileceğini düşünüyorum hem de festivalimizin vizyonunu göstermesi açısından kıymetli buluyorum.”
Yavuz, Ankara’nın sevilen orkestrası CSO’nun da 3 ayrı konseri olacağını ve dünyaca ünlü sanatçıları ağırlayacağını, Deutsches Symphonie-Orchester Berlin’in de başkentli sanatseverlerle buluşacağını ifade etti.
“KAMUNUN, ÖZEL SEKTÖRÜN EL ELE VERMİŞ OLMASI ÇOK DOĞRU BİR MODEL”
“Kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve kültür alanına yatırım yapan özel sektörün festival çatısı altında bir araya gelmesinin, etkinliğin bir başka önemli özelliği olduğunu vurgulayan Yavuz, şunları kaydetti:
“Özel müzelerin tamamı bu festivale katılıyorlar. İş Bankası Müzesi, Ziraat Bankası Müzesi, Erimtan Müzesi, Gökyay Vakfı Satranç Müzesi ve Rahmi Koç Müzesi gibi. Bütün sanat galerileri, özel sanat galerimiz, festivale özel etkinliklerini, sergilerini hazırladılar. Bu çok önemli. Ankara’nın özellikle sanat alanındaki bütün dernekleri ile birlikte çalışıyoruz. Bakanlığımızla yapılan iş birliği, kamunun, özel sektörün bu anlamda el ele vermiş olması da çok doğru bir model. Çünkü bir festival ancak böyle büyüyebilir. Kültür sanatta da bu iş birliği, olmazsa olmaz, gerekli bir birliktelik.”
