Çavuşoğlu, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Girişimci ve İnsani Türk Dış Politikası Öğrenci Buluşması”nda açıklamalarda bulundu.
Dünyada önemli değişimlerin yaşandığını belirten Çavuşoğlu, dünya üzerinde dengelerin de hızla değiştiğini vurguladı.
Yeni sistemin farklı coğrafyalarda yatay, farklı tematik alanlarda dikey mücadeleleri getirdiğini aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bu mücadelenin içinde nerede yer alacağız? Ne kadar güçlü olmamız gerekiyor? İşte bu yeni paradigmaya biz Türkiye olarak hazırlanıyoruz. Küresel vizyonu olan Türkiye’nin, gelişmeleri seyretme lüksü yok. Yani dünyada bu gelişmeler oluyor. ‘Bunları izleyelim, görelim bakalım bize etkisi ne olacak’ olmaz. Ekonominin güç dengesi nereye doğru kayıyorsa ekonomik ilişkilerimizde o bölgelere ağırlık vermemiz gerekiyor. Çünkü çıkarımız orada. Bugün uyanan Afrika’yı görmezsek, yarın çok geç kalmış sayılır. Bugün yeniden Asya diyorsak köklerimizin Asya’da olduğu bir yere yeniden dönüyorsak ilk defa orada değiliz. Bunun bir sebebi var.”
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri konusuna değinen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri konusunda teröre destek veren, ülkemize kısıtlama uygulayan ülkelerle müttefiklik yapılamayacağını söylüyoruz. Herhangi gizli bir gündemimiz yok. Biz NATO’nun genişlemesini destekleyen bir ülkeyiz ama bize saldıran, terör örgütüne destek veren ülkeden müttefik olur mu? Siz müttefik olacaksanız biz sizin kaygılarınızı anlıyoruz. Sizin de müttefiklerin kaygılarını anlamanız lazım, anlamak yetmez, gidermek lazım. Türkiye’ye karşı savunma sanayi ürünlerinde kısıtlama getireceksiniz. Kısıtlamanın gerekçesi ne? PKK ve YPG’ye yönelik operasyonlarımız. Yani terörle mücadelemiz. Kısıtlama, ürün satmama kararı kime karşı alınır? Düşmana karşı değil mi? İlişkilerinizin hiç olmadığı ülkelere karşı olur. Dünyada herkesin ilişkilerini aşağı yukarı minimumda tuttuğu ülkeler de var ama siz Türkiye gibi Avrupa’ya çok önemli katkı sağlayan bir ülkeye kısıtlama getiriyorsunuz. Bu kaygılarımızın giderilmesi gerektiğini ve bu ülkelerin de bu yönde somut adımlar atması gerektiğini söyledik. Kendilerine belgeyle de verdik.”