China Daily / Wilson Lee Flores
Kısa süre önce toplanan iki konferans Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Rusya ve Çin’e karşı düşmanlığını vurguladı. İlk konferans ABD Başkanı Joe Biden’ın mayıs ayında Washington'da ev sahipliği yaptığı, 10 üyeli Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği liderlerinin ABD ile toplantısıydı. İkincisi Singapur'da 10-12 Haziran’da yapılan Shangri-La Diyaloğu toplantısı idi.
ASEAN ülkelerinin ABD'nin Rusya ya da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i kınamasına katılmayı ya da Çin’i bölgede yabancılaştırma çabaları göstermeyi reddederek bağımsızlıklarını korumaya devam etmeleri iyi haber. Her ne kadar üyelerinin tamamı savaşın sona ermesini istese de, ASEAN Rusya-Ukrayna savaşında tarafsızlığını korudu. Birlik ayrıca ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in Singapur'daki konuşmasında Çin’i eleştirmesine rağmen hem Çin hem de ABD ile birlikte çalışmaya hazır olduklarını söyleyerek tarafsızlıklarını korudu.
ABD'NİN ÇİN VE RUSYA’YI HEDEF ALMA ÇABASI
Almanya'da 26-28 Haziran’da yapılan G7 Zirvesi’nde, Biden, diğer G7 liderlerini ayrıntılı planlarla, aslında Çin liderliğindeki Kuşak Yol İnisiyatifi ile yarışmayı hedefleyen, gelişmekte olan ülkeler için 600 milyar dolar seferber etmeye yönlendirdiği için, ABD'nin Çin ve Rusya’yı hedef alma çabalarını öne çıkardı. Tam bir karşıtlık içinde, Çin’in 24 Haziran’da ev sahipliği yaptığı Küresel Kalkınma Yüksek Düzeyli Diyaloğu küresel kalkınma ve herkese yararlı özellikler taşıyan bir kalkınma paradigması, dengeli koordinasyon kapsayıcılık, kazan-kazan iş birliği ve ortak refah için ortak çaba gösterilmesi çağrısında bulundu. Çin’in küresel kalkınmayı desteklemek için kapsayıcı çabaları ile G7’nin bölücü küresel kalkınma yaklaşımı arasındaki farklılık bundan daha çarpıcı olamazdı.
Covid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu ekonomik yavaşlamanın, rekor yükseklikte petrol fiyatları ve tedarik zinciri aksamalarının bunalttığı bir dünyada ASEAN’ın tarafsızlığı bir istikrar çapasıdır. Bazı ABD siyasetçilerinin halen “eğer onlar kazanırsa biz kaybederiz” sıfır toplamlı dünya görüşüne sahip olması ve Çin’in yükselişini kontrol altına almak istemesi trajik. Bunların neden dünyanın iki büyük ekonomisini küresel zorlukları aşmak ve küresel ekonomik toparlanmayı güçlendirmek için bir araya getirerek bir kazan-kazan senaryosu peşinde koşmadığı bir gizem.
ABD eğer Çin’e karşı durmaya devam ederse başarısız olacak çünkü ASEAN üyesi ülkelerin çoğu en önemli komşuları ve geleneksel ticaret ortakları olan Çin ile ekonomik ilişkilerini artırmak ve iş birliğini derinleştirmek istiyor. ABD'nin ASEAN üyelerini Rusya'ya karşı sert tutum takınmaya ve ona karşı ticaret yaptırımlarına katılmaya ikna etme çabaları da başarısız olacak, çünkü enerji devi Rusya Güneydoğu Asya ülkelerinin çoğu ile iyi ilişkilere sahip ve bunlar farklılıkları çözmek için diyaloğu tercih ediyorlar ve diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkesine inanıyorlar.
ÇİN VE ABD EKONOMİK İLİŞKİLERİNİ GÜÇLENDİRMELİ
ASEAN'ın tarafsızlığını güçlendiren diğer bir faktör ABD'nin durgunluğa gidebilecek güçsüz ekonomisi ve toplumsal düzensizliğe yol açan salgına karşı uygun tepki vermekte başarısız olması. Bu ABD'nin diğer ülkelere verdiği sözleri yerine getirmesini daha da zorlaştırdı. Gerçek şu ki, kendi iç siyasi ve ekonomik zorlukları ile kasımda yapılacak ara seçimler nedeniyle ABD'nin sözlerini yerine getirme gücü sınırlı. Aslında New York Times 3 Mayıs’ta “Başkan Biden gelecek iki yılı Demokratların halen Kongre’nin bir meclisinde çoğunlukta olduğu derinden bölünmüş Washington'da gündemini zorlukla yerine getirmeye mi çalışacak yoksa düşman, sağcıların egemen olduğu Kongre’nin bir soruşturmalar tsunamisiyle -ve hatta görevden almayla mı- karşı karşıya kalacak” diye sordu.
Washington merkezli Uluslararası Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin kısa süre önce yayınladığı bir raporda, birçok ASEAN üyesi ülkenin ABD'nin önerdiği Refah için Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi’nin, samimi ve düşünceli bir ekonomik politika bütünleştirme girişiminden çok, asıl olarak Çin’e karşı koymayı amaçlayan siyasi bir girişim olmasında endişe duyduğu belirtildi. Bu Çin-karşıtı eğilim algısı, diğer türlü girişime katılacak olan belirli Güney ve Güneydoğu Asya ülkeleri üzerinde bir caydırıcı etkiye sahip, çünkü hem Çin hem de ABD ile ekonomik ilişkilerini derinleştirmek istiyor.
DÜNYANIN İKİ BÜYÜK GÜCÜ
Rusya-Ukrayna çatışması konusunda, Uluslararası Barış Bürosu (IPB) Yönetici Müdürü Reiner Braun İtalya'nın önerisi üzerine acil bir ateşkes çağrısında bulundu. Braun ayrıca Filipinler’in Quezon kentinde 7 Haziran’da düzenlenen Pandesal Forumu’nda yaptığı konuşmada NATO'nun Asya'ya genişlemesine karşı çıktı. IPB savaşa karşıtı tutumu, silahsızlanmayı, demilitarizasyonu ve nükleer silahların önlenmesini desteklemesi nedeniyle 1910’da Nobel Barış Ödülünü almıştı. Ve şimdiye kadar Nobel Barış Ödülü alanlar arasında 11 kişi IPB ile iş birliği yapıyordu. Braun NATO'nun Rusya’yı zayıflatma ya da Çin’i kontrol altına alma çabalarının tehlikeli olduğunu ve barışı tehdit ettiğini söyledi.
ASEAN'ın önemi konusunda Singapurlu diplomat ve aydın Kishore Mahbubani şunları söyledi: “Dünyanın ikinci büyük gücü (Çin) dünyanın birinci gücünü (ABD) ne zaman geçmek üzere olursa, ilişkiler kaçınılmaz olarak zorlaşacak… Amerikalı yetkililer ASEAN'ın tamamını ya da bir kısmını Çin’i utandırma kampanyalarına dâhil etmek istiyor olabilirler. Bu devasa bir stratejik hata olur. Bu Çin’i caydırmak için hiçbir şey yapmaz ama ASEAN ciddi bir zarar görebilir.”
GÜÇLÜ TİCARET BÖLGESİ
Mahbubani ayrıca, “Her durumda, ABD'nin kazanma şansı düşük. Amerika Çin'den daha kuvvetli bir güç iken, aynı zamanda gerileme içinde olduğu kabul ediliyor, Çin’in yükseliş içinde olduğu kabul ediliyor. Dahası coğrafya önemlidir. Çin’in komşularının tamamı ABD'nin Asya'da belki yüzyıldır olduğunu biliyorlar. Ama Çin’in bir bin yıl daha orada olacağını biliyorlar. Dolayısıyla, herhangi bir Asya ülkesi için Çin’i ciddi biçimde düşmanlaştırmak mantıksız olacaktır… ASEAN'ın tarafsızlığı onun en büyük güçlerinden biri.” dedi.
Ek olarak Singapur Başbakanı Lee Hsien Loong 20 Mayıs’ta Asya'nın güvenlik anlaşmalarının ülkeleri bloklara bölmek ya da NATO'nun Asya'daki bir benzerini oluşturmak yerine, mevcut yapısı içinde kalacağını söyledi. Braun, Mahbubani ve Lee’nin, ASEAN'ın tarafsızlığını koruyarak, nükleer silahsız bir barış ve istikrar ile güçlü ticaret bölgesi olarak daha iyi bir geleciği olduğu fikrine katılıyorum.