Çin Başbakanı Li Qiang, göreve gelmesinin üzerinden iki gün geçmişken başkent Beijing’de gerçekleşen bir haber konferansında, Joe Biden yönetiminin dünyanın en büyük iki ekonomisini ayırma girişimlerine ilişkin bir soruya geçen yıl Çin ile ABD arasındaki rekor düzeydeki ticaret hacmini, yaklaşık 760 milyar doların altını çizerek, isabetli bir yanıt verdi. Li'nin Şanghay'daki önceki uzun vadeli iş deneyimi, ona Çin'de faaliyet gösteren ABD şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle temas kurması için birçok fırsat vermekteydi. ABD iş dünyasının Çin ekonomisine ve pazarına duyduğu güven ve ilginin, Çin-ABD işbirliğinde yararlanılacak çok potansiyel olduğu görüşünü pekiştirdiğini söyledi.
Çin Başbakanı Li’nin sözleri, ABD tarafına Çin'in Çin ekonomisini küresel endüstri ve tedarik zincirlerinin dokusuna daha derinden uyum sağlamak için politika sürekliliğini sürdüreceğine dair açık bir mesaj iletmeye hizmet etmektedir.
ÇİN’E DEĞİL EKONOMİK KÜRESELLEŞMEYE KARŞILAR
ABD'nin Çin'i hedef alan ayrıştırma ve çevreleme uygulamalarını yoğunlaştırdığı ve COVID-19 salgını ve bir dizi bölgesel jeopolitik gerilimin dünya ekonomisini ciddi şekilde etkilediği son üç yılda, Çin'deki doğrudan yabancı yatırımındaki dramatik artış, aynı zamanda Washington'u, karşı hareket ettiği şeyin bir 'Çin tehdidi' değil, ekonomik küreselleşmenin genel eğilimi olduğu gerçeğine uyandırmalıdır.
Li'nin basın toplantısında gündeme getirdiği soru: ABD'nin ayrıştırma uygulamalarından gerçekte kaç kişi yararlanıyor? – Washington'dan bir yanıtı hak ediyor. ABD'nin ulusal güvenliğini ve çıkarlarını tehdit eden, Çin'in gelişimi değil, kurumsal hastalıklarıdır. Yine de Washington, partizan mücadeleleri tarafından o kadar tüketildi ki, bunları ele almak için hiçbir çaba gösterilmiyor. Çin, ABD politikacılarının ülke içindeki dikkatleri ülkenin gerçek zorluklarından başka yöne çevirmesi ve hegemonyasını korumak için gruplar oluşturması için yalnızca uygun bir günah keçisidir.
YANLIŞ YOLDA YÜRÜMEK
Biden yönetimi, tipik uzun kollu yetki alanından başka bir şey olmayan yaptırımlarını ihlal ettiğini öne sürerek 2 Mart'ta 28 Çinli kuruluşu Sakıncalı Listesine aldı ve 9 Mart'ta aynı nedenle 24 Çinli işletmeyi ve bir kişiyi daha kara listeye aldı. ABD tarafı net bir şekilde, Washington Çin politikasında daha da yanlış bir yolda yürümeye niyetli görünüyor.
Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang'ın uyardığı gibi, hiçbir korkuluk raydan çıkmayı engelleyemez ve ABD gaza basıp yanlış yolda hızlanmaya devam ederse kesinlikle sürtüşme ve çatışma olacaktır. Washington, hedefine ulaşma telaşı içinde, iki halkın temel çıkarlarını ve hatta insanlığın geleceğini tehlikeye atan pervasız bir kumar oynamaktadır.