Amerika’da haberler sadece haberlerden ibaret değildir. Dünyanın en büyük ülkesinde diğer her şeyde olduğu gibi haberler (veya bu isimle adlandırılanlar) siyasidir. Kitleleri kontrol etmenin aracı olarak burjuva propagandasının önemli bir unsurudur ve çok az kitleyi kontrol etmek Amerikalılara nazaran kolaydır. Amerikalıların acınası durumlarını değiştirmek için içlerindeki en ufak arzu bile acımasızca bastırılıyor. Bu yüzden, yaygın suçun ve yozlaşmış bir pop kültürünün kışkırttığı mutlak nihilizmle bir şekilde başa çıkarak yaşamları boyunca çabalamaktan başka seçenekleri yok.
Bu yoksunluk hastalığına 2019 yılında yeni tip koronavirüs girdi. Her zaman olduğu gibi Amerika’nın ‘’bağımsız’’ medyası ilk adımda onu görmezden geldi. Nitelikli veya diğer türlü uzmanları geçiştirerek, kendi iddialarını desteklemede kanıtlarını ortaya koymaya çalıştılar. 2020 yılının ilk aylarında arka arkaya uzmanlar ABD televizyonuna çıkarak endişe edecek bir durum olmadığını ve Çin’in bu yeni gizemli hastalık konusunda aşırı tepki gösterdiğini iddia ettiler. Daha sonra nihayetinde gerçek ortaya çıkmaya başladığı zaman, burjuva demokrasilerinin bu ölçekte bir krizle başa çıkmada tamamen yetersiz olduğu açığa çıktı.
BORSANIN YÜKSELİŞİ İNSAN HAYATINDAN ÖNEMLİ
ABD demokrasisi insandan daha çok kazanca değer verir. Amerika’nın ‘’seçilmiş’’ yöneticileri ve gerçek yöneticileri (şirketler) salgın kontrol önlemlerinin şirket karlarını etkileyeceğini fark ettiklerinde, tüm hayat kurtarıcı önlemler büyük ölçüde askıya alındı. Borsanın yaşamı daha önemliydi. Bu arada morglar dolup taşmaya devam etti.
Elbette sorun istese bile ABD’nin Covid ile mücadele edebilmesi değildi. Ekonomik açıdan süper güç olmak, savaşlar çıkarmak bir şey, insanların yaşamını kurtarmak için süper güç olmak başka bir şeydir. Amerikan sisteminin en temel görevini yerine getirmedeki yetersizliği, kazançların düşmesi tehlikesiyle birleşince rejimin sonunda pes etmesine yol açtı.
Nihayetinde sadece insan hayatı söz konusuydu. Rejim, okullardaki silahlı şiddetten çocukların önlenebilir ölümlerine tamamen engel olmak için çok az şey yapabiliyorsa, özellikle beyaz olmayan insanların orantısız şekilde öldüğü bir hastalığı dikkate almaya başlaması düşük bir olasılıktır. Ekim 2020’de eski ABD Başkanı Donald Trump’ın özel kalemi düpedüz, ‘’Salgını kontrol etmeyeceğiz’’ açıklaması yaptı.
MİLYONLARIN ÖLÜMÜ NE ANLAMA GELİYOR?
Amerika’da salgın anılan gerekçeler nedeniyle devam etti. Virüs Amerikalıları katletmeyi sürdürdü ve Amerikan medyası özellikle Çin hakkında olmak üzere onları aldatarak dikkatlerini dağıttı:
“Virüs Çin’de bir laboratuvarda yaratıldı, Çin kasten virüsü dünyaya yaydı Çin Covid rakamları konusunda yalan söylüyor, Çin gerçek ölü sayısını gizliyor, Çin’in aşıları işe yaramıyor (ancak Çin aynı zamanda ‘’aşı diplomasisi’’ yürütüyor), Çin maskeleri ve diğer malzemeleri istifliyor (ancak aynı zamanda ‘’maske diplomasisi’’ yapıyor).”
Özetle: Propaganda acımasız olduğu kadar kendisiyle de çelişiyordu.
Batı propagandası açısından bu iyi düşünülmüş bir strateji değildi. Burada amaç, herhangi bir şeyi duvara fırlatmak ve neyin yapıştığını görmekti. Bir anlatı ilgi görmede başarısız olduğu zaman hemen yerini yeni biri alıyordu. Laboratuvar sızıntısı teorisi özellikle çaresiz bir girişimdi. Suçlama o kadar açıktı ki Batı’nın propaganda makinesi onu desteklemesi için (olağan şüphelilerin ötesinde) maaşlı uzmanlarını bile kazanamadı ve ardından tamamen U dönüşü yaptı.
Anlatı işe yaramadığında, Batılı propagandacıların kafası karıştı ve onu kontrol edemediler. İlk önce ‘’komplo teorisi’’ dediler ve çöpe attılar. Daha sonra anlatıyı desteklemeye başladılar. Ardından bir gün tüm entrika terk edildi ve onlara göre artık laboratuvar sızıntısı yoktu.
ABD COVID’İ UNUTTU AMA ÖLÜMLER DEVAM EDİYOR
Bugün Amerika yoluna devam ediyor. ABD Başkanı Joe Biden geçen ay ABD’de salgının sona erdiğini iddia etti. Biden bir saatlik röportajını bitirdiği zaman 16 Amerikalı aynı salgından ölmüştü. ABD virüsü unuttu, ancak virüs ABD’yi unutmadı. ABD, hazır ve gönüllü ev sahipliği sağlayan koronavirüsün favori ülkesi. Duygu karşılıklı.
Yaklaşık 400 Amerikalı her gün Covid-19 yüzünden ölmeye devam ediyor. Her zaman olduğu gibi ABD istatistiklerinde rakamlar konusunda büyük bir anlaşmazlık ve resmi rakamlara güvensizlik var. Yine de ortak uyarılara rağmen, ayda 8 binden fazla ölüm onları kaderlerine ve virüse terk eden bir rejimi protesto etmekten yorulmuş nüfusta şimdiye kadar çok az veya hiç protestoya sebep olmuyor gibi görünüyor. Onlar sadece ellerinden geleni yapıyorlar.
Medya Amerikalıları meşgul edecek daha iyi hikâyeler buldu. Ukrayna’daki savaş, (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in ‘’demokrasiye tehdidi’’, nükleer savaş tehlikesi, Avrupa’nın geleceği, Çin’in ‘’yükselen otoriterliği’’ veya Hollywood’da kim kiminle çıkıyor haberleri hiç eksilmiyor.
ABD’de son üç haftada, salgının başlamasından bu yana Çin’e nazaran çok daha fazla insan öldü. Çin’in tamamında ise ortalama bir ABD kasabasına göre çok daha az insan hayatını kaybetti. Batı medyası, Çin’in ‘’sıfır Covid takıntısını’’ saplantı haline getirmişken, içerdeki ölüm selini görmezden geliyor. Kendi hükümetleri için bir Çinlinin ölümü trajediyken, bir milyon Amerikalının ölümü sadece istatistikten, rakamlardan ibaret.