Bütün dünyanın artık ekonomilerinin geleceğini tartıştığına dikkat çeken İsmet Özçelik’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Uluslararası Para Fonu (IMF), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme beklentisini yüzde 3,7'den yüzde 2,9'a ve 2023 için tahminini yüzde 2,3'ten yüzde 1,7'ye indirdi. ABD ekonomisi son derece önemli. Dünyanın en büyük ekonomilerinden ve de tüketicilerinden biri. IMF de ABD ekonomisi için öngörülerini sıralamaya başladı. Açıklamada, tedarik zinciri engellerinin beklenenden daha kalıcı olduğu bildirildi. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ve Çin'in Covid-19 salgınına karşı aldığı karantina önlemlerinin yeni endişelere neden olduğu vurgulandı. Enflasyondaki geniş tabanlı artışın hem ABD hem de küresel ekonomi için sistemik riskler oluşturan bir gerçeklik haline geldiği belirtilen açıklamada, on yıldan fazla süredir hedefin altında seyreden enflasyonun ardından artan enerji fiyatları ve devam eden küresel arz kesintilerinin enflasyonda önemli bir hızlanmaya yol açtığı ifade edildi. Açıklamada, bir resesyona neden olmadan ücret ve fiyat artışını süratle yavaşlatmanın politika önceliği olması gerektiği vurgulandı. IMF'nin açıklamasında, ‘ABD ekonomisinin 2022-2023'te yavaşlamasını ancak resesyondan kıl payı kurtulmasını bekliyoruz.’ analizi yapıldı. Yani ABD ekonomisi için iyi şeyler gözükmüyor.
ABD’DE TEPKİ ÇEKEN KÜRTAJ KARARI
ABD Yüksek Mahkemesi, 50 yıldır yürürlükte olan kürtaj hakkı kararını iptal etti. Bu karar sonrası yepyeni bir durum ortaya çıktı. Mahkeme tarafından yapılan açıklamada, ‘Anayasa kürtaj hakkı vermemektedir. Kürtaj hakkını düzenleme yetkisi halka ve seçilmiş temsilcilere iade edildi.’ ifadeleri kullanıldı. Yani isteyen eyaletin kendi sınırları içinde ‘kürtajı yasa dışı hale getirebilecek’ anlamına geldi. Nitekim bazı cumhuriyetçi eyaletlerden sesler çıkmaya başladı. Adeta bir deprem etkisi yarattı. Hemen hemen bütün eyaletlerde gösteriler yapıldı. Proteste eden grupların bazıları da Yüksek Mahkeme'nin önünde toplandı. Protesto eden kalabalıklar çok öfkeli. Bu öfke bir süre sonra şiddete dönüşür mü? Bunu bilemiyoruz. ABD’nin bazı bölgelerinde ABD bayrakları yakıldı. Pek çok ABD’li gözlemci tepkilerin devam edeceğini belirtiyor.
ABD’DEN ÇİN’E KARŞI YENİ PLAN
ABD, Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve İngiltere, Pasifik ada ülkeleriyle ekonomik ve diplomatik ilişkileri güçlendirmek amacıyla gayriresmi bir grup kurdu. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada da Başkan Joe Biden yönetiminin, Hint-Pasifik bölgesine daha fazla kaynak aktarma sözü verdiği bildirildi. Belli ki, ABD yenilgiyi pek gönüllü kabul etmeyecek gibi. Bunun işaretleri geliyor. Silaha da başvurabilir. ABD’de ‘yeni teknolojiler bulalım, ekonomimizi düzeltelim, dünyanın en büyüğü olalım’ mantığı yok. Mantık, gelişen ülkeleri durdurma üzerine kurulmuş. Yani Çin’i frenleme, Çin’i durdurma üzerine kurulmuş birtakım politikalar üretiyor. Pasifik’te yaptığı olay da bu. Beyaz Saray Hint-Pasifik Koordinatörü Kurt Campbell yaptığı açıklamada, Washington'ın, stratejik öneme sahip bölgede Çin'e karşı koymak için angajmanını artırdığı bir ortamda daha fazla üst düzey ABD'li yetkilinin Pasifik ada ülkelerini ziyaret etmesini beklediğini söyledi. Yani biz tamamen ‘o taraflara yoğunlaşacağız’ diyor.
“GKRY SİLAHLANMA ÇABASI İÇİNE GİRDİ”
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde (GKRY) Meclis Savunma Komitesi, Rum Milli Muhafız Ordusuna Fransa'dan 6 savaş helikopteri alınmasına imkân veren 53 milyon Euro’luk ek ödeneğe onay verdi. Rum yönetimi bir silahlanma çabası içine girdi. Savunma Bakanı Petridis, ‘Türk askeri varlığı karşısında savunma alanında rehavete kapılamayız. Bölgedeki devletlerle işlerlikteki uyumu artırarak çeşitli uluslararası ve bölgesel ortaklıkların mevcut çerçevesini de güçlendirebileceğiz’ dedi. Bir anlamda ‘Fransa ile yepyeni bir döneme giriyoruz.’ diyor. Rum yönetiminin ekonomisi de pek iyi değil. Silahlanmaya böyle kaynak ayırmaları da mantıklı gözükmüyor. Buna rağmen böyle bir işe girmeleri dikkat çekici.
JOHNSON’DAN UKRAYNA AÇIKLAMASI
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Rusya'nın Ukrayna işgalinin Avrupa'da meydana getirdiği ekonomik sonuçlar nedeniyle, Kiev'in ‘yararına olmayan bir barış anlaşması için baskıya maruz kalmasından korktuğunu' söyledi. Şimdi ne oldu da Johnson böyle bir açıklama yapmak durumunda kaldı. Bu konuda düğmeye Henry Kissinger bastı. Ardından Biden bunu takip etti. Macron benzer şeyler söyledi. Şimdi buna Johnson da eklendi. ABD’nin kuyruğuna takılmanın bedelini ağır ödüyorlar. Boris Johnson açıklamasında ‘İstemediğimiz bir anlaşmaya zorlanabiliriz.’ dedi ki, bence önümüzdeki dönemde bu olacak.
UKRAYNA NATO’DAN VAZGEÇTİ
Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı Igor Jovkva, Kiev'in NATO'ya üyelik konusunda bir adım atmayacağını açıkladı. Jovkva bu açıklamayı Financial Times’a yapmış ve ‘NATO üyeliği olmayacak. Bunu gördük ve bundan vazgeçtik.’ demeci vermiş. Peki, bunun baştan söyleseydin de Ukrayna harap olmasaydı, olmaz mıydı? Fakat Zelenskiy yönetimi ABD’nin baskısıyla bunları yaptı. ABD bazı hesaplar içindeydi. Rusya’yı orada sıkıştırmayı planlamıştı ama aldıkları kararlar kendilerini, Batı’yı vurdu.
Öte yandan New York Times gazetesi, bir dizi NATO ülkesinin özel kuvvetler birlikleri ile CIA ajanların Ukrayna topraklarında gizli bir çalışma yürüttüğünü yazdı. Halen oralarda Ukrayna’ya silah sevkiyatı yapmaya devam ediyorlar. Diğer yandan da anlaşma koşullarını yapıyorlar.
RUSYA’DAN DÜNYAYI RAHATLATAN TAHIL AÇIKLAMASI
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya ve Belarus'un, tahıl sevkiyatıyla ilgili sorunlarının olmadığını, 50 milyon tondan fazla teslimat yapmaya hazır olacaklarını ve lojistik konusunu detaylı ele almak gerektiğini aktardı. Putin, bu açıklamayı Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile St. Petersburg'da bir araya geldiğinde yaptı. Dünyada gıda güvenliği krizi var. Putin, dünya gübre ticaretinin yüzde 15'ine, bazı gübre türleri için de yüzde 25 pazar payına sahip olduklarını söyledi. Rusya'nın geçen yıl dünya pazarına 40 milyon ton tahıl tedarik ettiğini hatırlatan Putin, gelecek yılki hasat dönemine kadar 50 milyon tondan fazla teslimat yapmaya hazır olacaklarını kaydetti. Putin, Belarus'un tahıl üretiminin bu yıl artırdığını da aktardı. Bu açıklama bir anlamda Batı dışındaki ülkeleri de rahatlatan bir açıklama oldu.
Diğer yandan, Rusya’ya yapılan yaptırımlar nedeniyle Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in de bir açıklaması oldu. Xi, BRICS Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Rusya’ya ABD ve AB tarafından yapılan yaptırımlara tepki gösterdi ve ‘Bu eylemler dünya barışına zarar veriyor. Tarihsel bloklar, grup siyaseti ve hegemonya savaşları çatışmayı beraberinde getiriyor.’ dedi.”