Geride bırakmakta olduğumuz 2022 yılına Çin özelinde bakıldığında ulusal ve uluslararası düzeyde öne çıkan pek çok konu başlığından söz edilebilir. Covid-19’la mücadeleden Taiwan Boğazı’na, Hindistan’la sınır sorunlarından Kuşak ve Yol Girişimi’ndeki yeni gelişmelere kadar, Çin çok geniş bir yelpazede dünya gündeminde yer aldı yıl boyunca. Bu başlıklardan biri ise hem Çin’in en aktif bulunduğu alanlardan biri olması hem de “yumuşak güç” niteliğiyle özel biçimde dikkat çekti: Uzay çalışmaları.
Son olarak 5 Aralık’ta Çin’in uzay istasyonundaki taykonot ekibinin dünyaya dönmesini, 16 Aralık’ta uzay teknolojisinin yörüngede doğrulama testleri için uzaya yeni bir uydu gönderilmesini haberleştiren ajanslar 2022 boyunca Çin’in uzay çalışmalarıyla sıkça yakından ilgilendi. Uzayda insanlı uçuş tecrübesi sahibi üç ülkeden biri olması, son 25-30 yılda ekonominin gelişmesiyle birlikte uzay çalışmalarına hız verilmesi ve daha geniş kaynaklar ayrılması, Çin’in sonsuz boşluktaki arayışlarını sürekli gündemde tuttu. Hemen belirtelim ki ülkede 1970’li yılların sonlarında ortaya atılan ve tarım, sanayi, ulusal savunma, bilim-teknoloji alanlarında modernleşme hedefini ifade eden “Dört Modernleşme Hareketi”, uzay çalışmalarına dönük amaçlara da geniş yer veriyordu. Yani son dönemde net biçimde altı çizilen uzay faaliyetlerinin Çin’de derin bir geçmişi olduğu ve bugün Dört Modernleşme’nin meyvelerinin fazlasıyla alındığı söylenebilir.
REKABET DEĞİL İŞ BİRLİĞİ
Uzayda uluslararası rekabet yerine ülke ihtiyaçlarını gözeten Çin’in uzay politikası, uzayın ekonomik amaçlara yönelik kullanımında yoğunlaşıyor. Uzayı yeni bir “savaş alanı” olarak gören Amerika Birleşik Devletleri’nin aksine Çin, uluslararası iş birliğinden yana bir uzay politikası izleniyor. 2022’nin Çin’in insanlı uzay programının ilan edilmesinin 30. yıldönümü olması ve Tiangong uzay istasyonunun tamamlanması açısından da önemli bir süreci içerdiği düşünülürse, işlerin yolunda gittiği ve 1992’de başlatılan üç aşamalı planın gayet olumlu biçimde uygulandığı görülebilir.
Çin uzay çalışmalarında yalnızca son aylarda bile önemli adımlar attı. Uzay istasyonunun ilk laboratuvar modülü Wentian geçen Temmuz ayında Tianhe çekirdek modülüyle başarılı şekilde kenetlenmiş, 20 tonluk iki uzay aracı ilk kez yörüngede buluşmuştu. Uzay kargo aracı Tianzhou-5’in Kasım’da Tiangong uzay istasyonuyla kenetlendiğini, Shenzhou-15’teki taykonotların Aralık ayının başında Shenzhou-14 mürettabatıyla rotasyon gerçekleştirdiğini de belirtelim.
2028’DE AY ÜSSÜ
Tarım alanında verimi artırmaya yönelik çalışmalardan balıkçılık alanına, maden aramadan deniz ulaşımına kadar, uzay faaliyetlerini ekonomi politikalarına katkı sağlamaya dönük tutan Çin, 9 Aralık’ta da ticari uydu pazarında artan talebe karşılık vermek üzere Xielong-3 roketini fırlatmıştı. Yerden 500 kilometre yükseklikteki yörüngeye 1,5 ton yük taşıyabilen roket bir sonraki aşamada ise 2,5 ton yük taşıyabilecek.
15 Aralık’ta ise Sichuan eyaletindeki uydu merkezinden fırlatılan Long March (Uzun Yürüyüş) 2D roketiyle Yaogan-36 tipi üç askeri istihbarat uydusu uzaya gönderilmiş ve bu Long March roketlerinin gerçekleştirdiği 456. başarılı taşıma görevi olmuştu.
2028’e kadar Ay’da nükleer enerjiyle çalışan üs kurmayı hedefleyen Çin’in uzay çalışmalarını 2023’te de bolca okuyup dinleyeceğimize kuşku yok.
Tüm okurlarımıza ve dinleyicilerimize mutlu bir yeni yıl dileklerimle…
Tunca Arslan